@AbolisyonistVegan

Abolisyonist Vegan

Merhaba.Veganlar hayvanları birey olarak mı görür?Öyleyse birey olmayı belirleyen nedir?

Merhaba,
Birey kavramı çoğu zaman gündelik konuşmalarda "kişi" kavramı ile karıştırılıyor. Muhtemelen kastediyor olduğunuz "kişi".
Varlıkları ahlaki manada iki kategoride inceleyebiliriz, şeyler ve kişiler. Kişiler ahlaki olarak önem taşıyan varlıklardır, şeyler (eşya) ise ahlaki olarak önem taşımazlar.
Kişi olmak için yeterli ve gerekli kriter hissedebilir olmaktır. Yani, hissedebilir olmayan varlıklar kişi değil şeydir ve kişi olarak görülmek için hissedebilirlikten başka bir kriter (düşünebilmek, konuşabilmek vs. vs.) gerekli değildir.
Şeylerin içkin ahlaki değerleri yoktur. Başka bir deyişle şeylerle (eşyayla) ilgili ahlaki görevlerimiz olabilir, ama onlara karşı doğrudan ahlaki görevlerimiz olamaz. Mesela bir kişinin otomobilini çizmememiz beklenir, ancak bunun sebebi otomobile karşı ahlaki bir görevimiz olması değildir. Otomobil herhangi bir öznel deneyime, herhangi bir hisse sahip değildir. Burada ahlaki sorumluluk otomobile karşı değil, otomobilin sahibine karşıdır. Otomobil bu eylemimizden öznel olarak zarar görebilecek bir varlık değildir. Otomobil bir kişi değil, bir şeydir.
Hayvanlar ise "şey" değil, kişidir. Bunun temeli hayvanların hissedebilir olmasıdır, hayvanlar acıyı ve hazzı hisseder, bunları öznel bir deneyim olarak yaşarlar, hayatlarını sürdürmeye çalışır, acıdan kaçınırlar. Hayvanlara karşı doğrudan ahlaki sorumluluklarımız vardır. Hayvanların "kişi" olmasının anlamı budur. (Bu veganların hayvanları görme biçimi değil, hayvanların mevcut hukuk sistemi tarafından göz ardı edilen ancak yukarıdaki gibi gerekçelendirilmiş konumudur.) Hayvanlar birer kişidir demek, hayvanların içkin ahlak değerlerinin tanınması demektir.
Şunu da eklemek gerekir ki; bir hissedebilir varlığı eşya olarak gördüğümüzde, yani mal ve kaynak olarak kullandığımızda veya varlığa bir değişim değeri (bir fiyat etiketi) atadığımızda onun kişi statüsünü hiçe saymış oluruz. Bu yüzden naveganlık, hayvanların ahlaki değerini görmezden gelmek demektir. Hayvanları kullanmak, onları yukarıdaki örnekteki otomobille aynı sınıfa sokmak demektir. Hayvanların kişi statüsünü tanımanın asgari karşılığı vegan olmaktır.
❤️ Likes
show all

Latest answers from Abolisyonist Vegan

Merhaba ben 3 yıllık vejetaryen ve taze veganım (farkındalığımın yeni gelmesinden dolayı üzgünüm :( ) şunu sormak istiyorum bana yöneltildiğinde tatmin edici bir cevap veremediğimi fark ettim; bizim yaptığımız ekolojik sisteme zarar mı veriyor ve bu besin piramitine karşı gelmek midir?

Merhaba,
Vegan olmak ekolojik sisteme elbette zarar vermez. Aksine; şu an yaşıyor olduğumuz çevresel yıkımın ve iklim değişikliğinin en büyük sebeplerinden bir tanesi hayvan kullanımıdır. Hayvan kullanımı, salınan yüksek miktarda sera gazı, hayvansal gıda üretmek için kat kat fazla tarım arazisi kullanılması gerekmesi sebebiyle ormanların tarım arazisine dönüştürülmesi, içilebilir suların kirlenmesi gibi çevresel felaketlere yol açmaktadır.
Hatta bu sebeple hayvan haklarıyla doğrudan bir alakası olmayan Birleşmiş Milletler gibi kurumlar dahi "hayvansal gıdaların" yerini bitkisel gıdaların alması gerektiği yönünde açıklamalar yapmaktadır. Kısacası, vegan olmak ilk ve öncelikli olarak hayvan haklarının asgari gerekliliğidir ama bunun yanı sıra çevrenin korunması açısından da çok büyük önem taşır.
Konu hakkında şurada istatistiksel veriler de mevcut: http://abolisyonistveganhareket.org/sss#D8
Unutmayalım ki, pek çok haksızlık, pek çok şiddet biçimi, örneğin ırkçılık, örneğin cinsiyetçilik geçmişten günümüze "doğal" olduğu, "gerekli olduğu", "dünyanın düzeninin bu olduğu" gibi argümanlarla savunulagelmiştir. "Besin piramidine karşı gelmek" düşüncesi de bunlara benzer bir düşüncedir. Hayvanları kullanmadan hayatta kalabiliyoruz, ihtiyaçlarımızı karşılayabiliyoruz, o halde yaşamak isteyen, acı çekmemek isteyen hayvanları öldürmek ve acıya maruz bırakmak için hiçbir geçerli sebep yok.

View more

Yazdıklarınızda sürekli "ahlaki yükümlülük" ifadesini kullanmanız çok itici. Bu, dincilerin "namaz kılmakla, oruç tutmakla, alkol içmemekle yükümlüsün" demesinden farksız. Çok saçma geliyor bana. Onun yerine, veganlık şöyle iyi böyle iyi diyerek anlatırsınız, gerisi insanların seçimine kalmış.

Kişilerin sahip oldukları hakların çizdiği sınırları ihlal etmemekle ahlaken yükümlüyüzdür.
Söz konusu insanlar olduğunda bu herkes için açıktır. Örneğin insanları öldürmemekle, taciz etmemekle yükümlüyüz. Kimse, "insanları öldürmemenin iyi bir şey olduğunu anlatalım, sonra herkesin kendi seçimi" demez. Ya da soykırımın, katliamın, tecavüzün ahlaken kötü olduğu bir "kişisel fikir" değil, nesnel bir gerçeklik olarak görülür.
Bazı hayvanlar için de böyledir. Örneğin yol kenarında uyuyan köpeğe keyfi için tekme atan adamın ediminin yanlış olduğunu "kişisel bir fikir" olarak değil nesnel bir gerçek olarak görürüz.
Ama hayvanlara damak zevki için, giyim kuşam anlayışı için en az aynı zararı vermek söz konusu olduğunda birden aklımıza öznellik, "herkesin kendi seçimi" geliyor. Oysa, sadece zevk için hayvanlara zarar vermek tıpkı yukarıda saydığımız eylemler gibi yanlıştır.
Nasıl ki insan hakları, bizi insanlara zarar vermemekle, onlara nesne muamelesi yapmamakla ahlaken yükümlü kılarsa, hayvan hakları da bizi hayvanlara zarar vermemekle, onlara nesne muamelesi yapmamakla ahlaken yükümlü kılar. Konu herkesin kendi seçiminden ibaret değildir.
Ahlaktan söz edilince aklınıza dini terimlerin gelmesi şaşırtıcı değil. Ahlak söyleminin hatalı bir şekilde tamamen dini alana terk edildiği bir zamanda yaşıyoruz. Fakat ahlaki gerçekçiliğin dinle mecburi bir ilgisi yok. Ve gördüğünüz gibi konu "namaz kılmak, oruç tutmak" gibi bir konu değil, insan hakları mevzusuyla benzeşen bir konu.

View more

Vegan diş fırçasının özelliği nedir?

Merhaba,
Diş fırçaları genel olarak sentetik materyalden yapılıyor. Türkiye'de hiç rastlamadık ama bazı diş fırçalarında hayvan tüyü kullanıldığı oluyormuş. Asıl sorun kullanılan malzemeden ziyade hayvan deneyi olasılığı. Perlodent ve Humblebrush'ın hayvan deneyi yapmadığını biliyor ve bu markaları tercih ediyoruz. Diğer diş fırçası üreticileriyle de konuyla ilgili iletişim kurulabilir.

Merhaba. Sokak hayvanlarının kısırlaştırılması üzerine düşünceleriniz nelerdir? Yani kesin söylemek gerekirse, genelde "onlar için daha iyi olacak" diyip geçiştirilen bir konu bu, ama hayvanların bedenleri üzerinde onların rızaları olmadan değişiklikler yapılmasını nasıl buluyorsunuz? Teşekkürler

Merhaba,
Sokak hayvanları olarak anılan hayvanlar aslında evcilleştirilmiş hayvanlar. Bu hayvanlar insan amaçları için (tarlayı korusun diye, başka hayvanları öldürsün diye, görünüşünü sevdiğimiz için vs. vs.), insanlar tarafından insan bakımına bağımlı türler haline getirildiler. Şimdi de şehirlerimizde hayatta kalmaya çalışıyorlar. Evcilleştirme hayvanlara karşı binlerce yıl önce yapılmış bir hata. Bu hata karşımıza pek çok zorlu durum çıkarıyor. Bir yandan halihazırda evcilleştirilmiş olan hayvanların bakımlarını üstlenmek, onlara daha iyi yaşamlar sunmak için çalışmakla bir yandan da binlerce yıl önce yapılmış bu hatayı sürdürmemekle yükümlüyüz. Bunun gerekleri arasında kısırlaştırma uygulamaları da var. Bu konuda şu iki yazıyı okumanızı tavsiye ederiz:
Evcilleştirmeye Karşı
http://abolisyonistveganhareket.org/post/151894000951/
Hayvan Hakları ve Evcilleştirilmiş İnsan-Harici-Hayvanlar
http://abolisyonistveganhareket.org/post/82190530878/

View more

Vegan olduktan sonra gözlerin rengi gerçekten değişiyo mu, mesela şahit olduğun örnekleri var mı

Merhaba.
Bahsettiğiniz iddia bir Youtube kanalında öne sürülmüş. İddiaya göre çiğ sebzelerden oluşan bir beslenme sürdürerek göz rengimizi kahverengi tonlarından yeşil tonlarına doğru değiştirmek mümkünmüş. Görünen o ki bu iddia herhangi bir bilimsel çalışmaya dayanmayan, oldukça şüphe uyandırıcı bir iddia. Vegan olmak çok büyük bir ihtimalle göz renginizi değiştirmeyecektir. Youtube'ta ve pek çok popüler platformda veganların beslenme biçimi sağlık, zayıflama vs. gibi durumlarla sürekli olarak özdeşleştiriliyor. Kimi zaman bir "güzellik formülü" olarak dahi sunuluyor. Şüphesiz veganlığın bedenimize, sağlığımıza getirdiği olumlu katkılar var. Yine de veganlığı kendimizle ilgili bir mevzu olarak görmekten vazgeçip, vegan olmadığımızda kimlere zarar veriyor olduğumuzu düşünmeliyiz. Her yıl, sadece "tadını seviyoruz" diye, yani tamamen keyfi sebeplerle 56 milyar kara hayvanını ve trilyonlarca deniz hayvanını öldürüyoruz. Hayvanları birer eşyaya, birer kaynağa dönüştürüyoruz. Bunu yapmaktan acilen vazgeçmemiz gerekiyor. Bundan vazgeçmek büyük ihtimalle göz rengimizi değiştirmez ama inanın gözümüzün gördüğü her şeyi değiştiriyor.

View more

Bir müslüman vegan, kurban bayramını nasıl açıklayabilir?

Kurban kelimesinin Arapçada "hayvan öldürmek" anlamına değil yakınlaşmak anlamına geldiği, Kurban bayramının manasının "Allah'a yakınlaşmak" olduğu, Kurban bayramında hayvan öldürmenin İslam'ın zorunlu pratikleri arasında yer almadığı, daha çok bu coğrafyada kültürel bir alışkanlık olarak sürdürüldüğü geçtiğimiz yıllar içinde pek çok İslam araştırmacısı tarafından defalarca dile getirildi. Bu bilgiler günümüzde bir internet aramasıyla ulaşabileceğimiz kadar yakınımızda. Elbette vegan olmaya karar veren Müslümanlar da bu bilgilere ulaşıyor ve herhangi bir çelişkiye düşmeden vegan yaşamlarını sürdürebiliyorlar.

Meyve ve sebzelerin üretilmesi aşamasında da hayvanlara zarar veriliyor-böcek ilacı kullanmak gibi- bu konuda yapabileceğimiz ne var?

Hem geleneksel tarım hem de organik tarım hayvanlara dolaylı olarak zarar veriyor. Üstelik organik tarımda hayvan gübresi ve kalıntıları kullanılıyor, hatta kimi zaman makineli tarıma karşı hayvan gücü kullanımı bile tercih edilebiliyor. Hayvan kullanımının son derece yaygın olduğu günümüzde pek çoğumuz geleneksel yollarla elde edilen tarım ürünlerini kullanmak zorundayız. Zannedildiğinin aksine veganların beslenme biçimi daha az tarım ürünü kullanılmasına yol açar (günümüzde tarım için kullanılan arazilerin çoğu kurumsal hayvan sömürücülerinin, insan beslenmesi için öldürülecek 56 milyar hayvanı beslemesi için kullanılır) ve dolaylı zararların da azalmasını sağlar. Fakat bu zararları asıl ortadan kaldıracak olan veganlığın yaygınlaşması ve böylece toplumun hayvanlara bakış açısının değişmesidir. Bu bakış açısı değiştiğinde, çiftçi de, ziraat mühendisi de veganlığı benimseyecek. Veganlığın yaygınlaştığı bir toplumda tarımı (ve diğer faaliyetlerimizi) hayvanlara zarar vermeden yapmak üzere şekillendiriyor olacağız. Buna hem maddi hem de zihinsel manada kaynak ayırıyor olacağız.
Bununla birlikte tarımla uğraşan veya bir şeyler yetiştirebileceği bir bahçesi olan veganlar, “veganik tarım” denilen özel bir tarım yöntemini kullanırlar. Bu tarım yönteminde hayvan bedenleri, hayvan gübresi ve kalıntıları kullanılmadığı gibi, hayvanlara zarar verecek şekilde ilaçlamalar da yapılmaz. Toprak vegan yiyecek artıklarından, yapraklardan ve yosunlardan elde edilen kompostlarla beslenir. Umuyoruz ki vegan sayısı arttıkça veganik tarım da yaygınlaşacak ve tarımla uğraşma imkanı bulunmayan veganlar da bu tarım ürünlerini kullanma imkanı bulabilecekler. Vegan bir dünyada tarım yaygın olarak bu yolla yapılacak ve herkese yetecek kadar yiyeceğimiz olacak.

View more

Müslüman vegan olabilir mi

Elbette. İslam inancını benimseyen çok sayıda vegan var. Hayvanlara gereksiz yere acı çektirmenin ve onları öldürmenin yanlış olduğunun bilincinde olan herkes vegan olabilir ve olmalıdır.

Language: English