Kendimi yok olduğuma inandırmayı düşünüyor muyum? Gibi bir soru bence bu. Var edenim; varoluş sebebim; yaratanım yaratıcımdır. Hangi dinde nasıl bir tanım ve adlandırma yapılırsa yapılsın, bu benim için değişmezdir. Ateizm, benim için daha çok; yaratılma mevzusunu tüm tanımlamalardan soyutlama yolunda umutsuz ve karamsar bir tercihtir: En nesnel sonuçlara ulaşma yolunda en duygusal, en gamsız seçimdir.
kendi üstünde yaşadığın zafer, zafer midir yenilgi midir?
Zaferdir tabi ki. Ancak kendini yenebildikçe; yenileyebildikçe kazanır zaten insan. Hep bir başka "ben" gerek, daha fazla "ben" gerek insana...
Ne tür insanlardan hoşlanmazsın?
Misyonu, vizyonu olmayan; yaprak misali her rüzgarda salınarak yaşamayı tercih edenlerden...
Eğer İnternet olmasaydı, şimdi ne yapıyor olurdun?
Ellerime daha çok mürekkep bulaşırdı.
Hangi etkinlikler veya hobiler sana zamanın nasıl geçtiğini unutturur.
Zamanı hissetmeyi, tadına varmayı tercih ederim. Bu da sevdikleriyle mümkündür insan için...
Kitaplar bana filmlerdeki duyguyu veremiyor okuduğumda hiçbir şey hissetmiyorum sizce neden?
Filmler insanın zihninde bir olgu sergileyebileceği sayısız resmi tek kareye düşürür. Tek açıdan seyrettirir hayatı. Oysa kitaplarda bu durum daha farklıdır: zihninizin zenginliği belirler nasıl sahnelerle karşılaşacağınızı. Daha çok konuda meraklı, şüpheci, dikkatli ve dolayısıyla düşünceli olarak hayal dünyanızı yaşamınız için daha verimli hale getirmenizi tavsiye ederim.
Dağlarda mı yoksa sahilde mi yaşamak isterdin?
Dağa ve sahile manzarası olan bir yerde...
Herkes karşı çıkıyorsa, fikrinden vazgeçer misin yoksa aynı fikri savunur musun?
Çoğunluk doğruyu bulma yolunda doğrudan bir ölçüt değildir.
Sana göre sanat nedir?
Yapmak için yapmadığın her şeyin en güzel tarafı...
Şiirden hoşlanır mısın? Hiç şiir yazmayı denedin mi?
Şiir yazmayı bırakmayı denedim, ama başarılı olamadım...
Arkadaşlık senin için ne demek? Arkadaşların nasıl olmalı? Çok fazla arkadaşın var mı? Biriyle arkadaşlığını devam ettirmemenin sebebi ne olabilir?
Arkadaş, insanın dünyasının yükünü hafifletmeli... Yürüdükleri yol aynı olmasa da arkadaşların, arkadaşlıkları yürürken kendilerine arkalarını dolu hissettirmeli. Eğer arka çıkmıyorsa bu bağlar yolcularına, kopmasa da erir gider.
Sessiz, kendi içinde yaşayan ve kimi zaman herhangi iyi ya da kötü bir anlam ifade etmeksizin "garip" diye nitelendirdiğimiz insanlar vardır. Senin çevrende böyle biri var mı? Hiç, onun zihnini ve iç dünyasını merak ettiğin oldu mu? Senin için ilgi çekici midir/böylelerini umursamaz mısın?
Avukat olmakla psikolog olmak arasında gider gelirdim. Şimdi yapmakta olduklarıma bakınca hangi eylemsel beklentilerimi meslekleştirmek yoluyla daimileştirmek istediğimi daha iyi anlıyorum.
Mert kabul ettirmek istediğimiz bir düşünceyi nasıl kabul ettirebiliriz? Bir nevi toplumu manipüle gibi. Çok aykırı bir düşün ve diyelim. Bu aykırı düşünceyi topluma ya da gruplara nasıl kabul ettirebilirim?
Her şeyin ancak örneği arttıkça sıradanlaşır.
Yağmurlu bir günde ne yaparsın?
Düşüncelerim sel olur, hülyalara dalarım.
Okulda Bir süre yakın olup sonra aranız bozulup konuşmamaya başladığınız insanlar var mı ?
Ara bozulma demeyelim de aranın, mesafenin arttığı insanlar var. Belki de tek suçlu da benim: her şeyi başarabiliyorum ama körlüğü asla...
Dövmeler hakkında ne düşünüyosun?
Aksesuar gibiler... Daimi olarak giyilmedikçe kişiye bir zararı olmaz ve aksesuarlar gibi abartılması; hayattan sembolleştirilenlerle hayata insanlıkta sadece temsili kalmak kolaydır.
Neden bazen insanlar yanlış kararlar verirler ve bu kararlardan acı çekerler? Bir kere sağlam düşünüp aptalca şeyler yapmamak mümkün değil midir?
Bazı kararların darasını insan zamanında hesaba katmaz, hesabını ödedikten sonra da bu yüzden geriye hep yarası kalır.
Birisini tanımak istediğimde, ona güvenebileceğimi bilmek için, onun başkalarına karşı tavırlarına bakarım. Senin kibirli ve iki yüzlü insanlara karşı tavrın nedir?
Herkese yakından gösterdiğim tek yüzümü onlara uzaktan gösteririm.