seamus yine bi iksiri patlatmayi basarmistir, dean en yakin arkadas gorevini yaparak temizlenmesine yardimci olurken beklemedigi bir sey gerceklesir: dean'e ilk defa biri ilani ask edecektir. -poly
Buyruuun efendim :D
***
Dean Thomas, her İksir dersinde bu tarz bir felaket bekliyordu ve her sene bir kere falan, karşılaşmıştı da. Sadece o yıl, bu kadar çabuk olmasını beklememişti.
Okulun henüz ikinci haftasında, huysuz ve korkutucu Profesör Snape’in girdiği İksir dersinde, akıl karıştırıcı iksiri düzgünce yapmaya çalışırken, Dena’in tüm dikkati kazanındaydı-ki bu hataydı. Seamus Finnigan’la beş yıllık bir arkadaşlık neticesinde, onun kazanını da göz önünde tutması gerektiğini öğrenmiş olmalıydı.
Seamus kazanına her ne attı bilinmez, içindeki pembe-mor sıvı tükürür gibi bir puff sesiyle patlayıp fışkırırken, sınıftan panik çığlıkları yükseldi, Dean son anda kendisini iksirin yolundan çekmeyi başardı. Seamus’sa onun kadar hızlı ya da şanslı değil, baştan aşağı pembe sıvıya bulandı.
“Gryffindor’dan yirmi puan.”dedi Snape, buz gibi tiksinti dolu bir sesle. Asasının bir hareketiyle Seamus’un kazanındaki kalıntıları ve etrafı temizledi, ama kumral çocuğun üstündeki bulaşıkları bıraktı. “Bay Thomas, arkadaşınızın temizlenmesine yardım edin.”
Seamus kıpkırmızı vaziyette öylece dururken Dean iç çekerek en yakın arkadaşına yaklaştı, arkadaki birkaç kişinin kıkırdamalarını duymazdan gelerek cübbesinin cebinden asasını çıkarıp parça parça onun cübbesini ve yüzünü temizlemeye koyuldu.
“Takma kafana dostum.”dedi alçak sesle, Seamus yüzünde acıklı bir ifadeyle ona bakarken. “Olur böyle şeyler...”
Seamus ağzı hafif açık ona hülyalı gözlerle bakmaya dveam ediyordu, Dean bir sorun mu olduğunu merak ederek kaşlarını çatarken, kahverengi saçlı arkadaşı hafifçe gülümsemeye başlamış, fısıldadı.
“Oh, ne iyisin, Dean... Sana öyle aşığım ki...”
Dean alt çenesinin zeminle buluşmasını son anda engellerken şokla ona baktı bir an, sonrasında ne olduğunu anlarken “Ah”ladı.
“Profesör,”diye seslendi panikle, Seamus onun kolunu usulca okşamaya başladığında. “Biz-eee-şey.. Sanırım bir sorunumuz var.”
***
Dean Thomas, her İksir dersinde bu tarz bir felaket bekliyordu ve her sene bir kere falan, karşılaşmıştı da. Sadece o yıl, bu kadar çabuk olmasını beklememişti.
Okulun henüz ikinci haftasında, huysuz ve korkutucu Profesör Snape’in girdiği İksir dersinde, akıl karıştırıcı iksiri düzgünce yapmaya çalışırken, Dena’in tüm dikkati kazanındaydı-ki bu hataydı. Seamus Finnigan’la beş yıllık bir arkadaşlık neticesinde, onun kazanını da göz önünde tutması gerektiğini öğrenmiş olmalıydı.
Seamus kazanına her ne attı bilinmez, içindeki pembe-mor sıvı tükürür gibi bir puff sesiyle patlayıp fışkırırken, sınıftan panik çığlıkları yükseldi, Dean son anda kendisini iksirin yolundan çekmeyi başardı. Seamus’sa onun kadar hızlı ya da şanslı değil, baştan aşağı pembe sıvıya bulandı.
“Gryffindor’dan yirmi puan.”dedi Snape, buz gibi tiksinti dolu bir sesle. Asasının bir hareketiyle Seamus’un kazanındaki kalıntıları ve etrafı temizledi, ama kumral çocuğun üstündeki bulaşıkları bıraktı. “Bay Thomas, arkadaşınızın temizlenmesine yardım edin.”
Seamus kıpkırmızı vaziyette öylece dururken Dean iç çekerek en yakın arkadaşına yaklaştı, arkadaki birkaç kişinin kıkırdamalarını duymazdan gelerek cübbesinin cebinden asasını çıkarıp parça parça onun cübbesini ve yüzünü temizlemeye koyuldu.
“Takma kafana dostum.”dedi alçak sesle, Seamus yüzünde acıklı bir ifadeyle ona bakarken. “Olur böyle şeyler...”
Seamus ağzı hafif açık ona hülyalı gözlerle bakmaya dveam ediyordu, Dean bir sorun mu olduğunu merak ederek kaşlarını çatarken, kahverengi saçlı arkadaşı hafifçe gülümsemeye başlamış, fısıldadı.
“Oh, ne iyisin, Dean... Sana öyle aşığım ki...”
Dean alt çenesinin zeminle buluşmasını son anda engellerken şokla ona baktı bir an, sonrasında ne olduğunu anlarken “Ah”ladı.
“Profesör,”diye seslendi panikle, Seamus onun kolunu usulca okşamaya başladığında. “Biz-eee-şey.. Sanırım bir sorunumuz var.”