Göğsünde sabırsız bir yolcu onu dürtüyor, müthiş bir gitme isteği, nefes alıp verişini bozuyordu. Bunca ışık hangi yaşamları, hangi yüzleri, hangi öyküleri aydınlatıyordu kim bilir. Ama işte burada oturmuş, hiçbir öyküyü yakalayamıyor, tek kelime yazamıyordu.