@endertopcuoglu1

Ender Topçuoğlu

Ask @endertopcuoglu1

Sort by:

LatestTop

•🦋•

soos369ss’s Profile Photo♪♥❀ فـلـســᰔᩚــطـيـن ❀♥♪
İşte hayat böyle konuşturuyor insanı bazen. Başlıyorsun ama sonunu getiremiyorsun. Her şey o bildik ayrılığa çıkıyor çünkü. Böyle zamanlarda basiretin bağlanır, dilin kurur, kalbin donar. Başladığın cümleni kendin bitiremezsen, noktayı başkası koyar.
Acım mı?
Geçmedi…
Alıştım sadece...

+ 1 💬 message

read all

🦋🖤

soos369ss’s Profile Photo♪♥❀ فـلـســᰔᩚــطـيـن ❀♥♪
O, noktasız bir yalandı ömrümde. Bense son noktası unutulmuş bir cümleydim. Ne bitebiliyor ne devam edebiliyordum. Gözleri ‘Sev beni’ dedi ama sözleri izin vermedi. Hunharca, ‘Ayrılıyoruz’ dedi ve uzaklaştı yanımdan. Öylece bakakaldım ardından. Geleceğim gidiyordu. Buldukça kaybettiğim, bekledikçe gelmeyenim olacaktı artık... Onu kendime ikna edemeyecektim. O uzaklaşarak gidiyordu, ben çakılıp kalarak... Durduğun yerde gidiyorsan terk ediliyorsundur. Terk ediliyordum...

-

Yavaş yavaş delirecek kadar kalabalık, fark edilmeyecek kadar yalnızdım. Ölüme sığınacak kadar bitmiştim. Büyük yalnızlığımın yalın beyanıydım. Yoksa kaderin cilvesiyle yan yana gelen iki yanlış mıydık biz?
Ey sevgili! Kelimenin tam anlamıyla âşıktım sana. O kelimenin başka bir anlamı yoktu zaten. Senden sonra hayatıma kimler giremedi bir bilsen! İşte sevdanın sırtımdaki kamburu da bu yüzden... Şimdi çok yalnızım; çünkü sen varsın.

People you may like

MaceraPeresst’s Profile Photo Ali
also likes
tutku_taner’s Profile Photo T@N€R
also likes
Want to make more friends? Try this: Tell us what you like and find people with the same interests. Try this: + add more interests + add your interests

-

Bu soru biriktirdiğim unutulanlarımı yeniden sorgulamama sebep olmuştu. En çabuk unutulanlar, her zaman unutulması en kolay olanlardı. Ama hiçbir zaman onlardan başlamazdı insan unutmaya. Çünkü onlar baş belası değildi. En zor olandan, en acı olandan başlamak isterdi insan unutmaya. Yani en hızlı kaçtığından... Zordur o anıları silmek hafızadan. Hızlı kaçtığın hızlı kovalar seni.
Önce zoru kolaya dönüştürmek gerekirdi rahat unutabilmek için... Zaman isterdi bu. Sabır isterdi... Bir de kötü bir geçmiş...

-

Çare olmuyor yaraya zaman eklemek. Kendi yaram bana düşman. Aşkın kör bıçağıyla açılan... Aynalara bakıp bakıp kendi canlı yayınımı yapıyorum gözlerime. Gözlerim yanıyor. Gözyaşımın tuzu bile çare olmuyor. Failinin ilk değdiği yerde duruyor. Gelse, terinden bana biraz tuz bassa... İşte böyle! Zamanın kapatamadığını umudumla kapatmaya çalışıyorum. Bir tarafımın öbür tarafıma yabancılaşması oluyordu yaram. Yılmaz Odabaşı’nın dediği gibi
“Bir yara bir ömrü nasıl kanatır...”

💞

Naku
Aşk, hayallere tutunurken gerçeklerden düşmekmiş. Aşk, insanın kendisini başkasıyla yakmasıymış. Aşk, kederden gülüş beklemekmiş. Aşk, insanın karşısındakini sevmesinden çok, onun vereceği acıları sevebilme cesaretiymiş... Hepsine yeterdi yüreğim. Hepsine vardı cesaretim. El olup gitmeseydin...
Hiç gelmeyen gider mi bilmiyorum ama bazı şeylerin yokluğu, varlığından daha fazla hissettirir kendini. Tıpkı sen gibi, tıpkı sızın gibi... Sızı nedir bilir misin? Sızı, acı ve ağrının küçük kızıdır. Acının ve ağrının sessizcesidir. Ruhumuzun fark etmediğimiz bir yerinde açılan kâğıt kesiğidir. Sızı can yakmaz, canın yandığı için sızın olur. Sızı acımaz, yanar.
Aşk da kapısı örtük bir sızıdır. İçim sızınla yanıyor, anlıyor musun? Elimde olsa gitme diye gölgene bile sarılmak isterdim. Ama çok yalnızım. Aynaya bakarken bile yalnızım. Sen hiç dokunulmayı bile özleyecek kadar yalnız kaldın mı? Bir sese, bir söze hasret yaşadın mı? Sen giderken olduğum yerde çakılıp kaldım. Oysa biliyordum yürümeyi, peşinden gitmeyi... Terk edilmek olduğu yere çakıyormuş adamı, o an anladım.

View more

💫

Naku
Sensizken o kadar boş ki içim. Ne zaman adını ansam yankı yapıyor. Böyle yaşanmaz diyorum. Ama böyle de yaşanıyor. Azala azala, tükene tükene, öle öle... Belki de senin için vakti gelince unutacağın bir şarkıydım. Kim bilir kimlerin adını silmek için beni bu şarkıya yazdın?

-

Ender Topçuoğlu
İçinde sönmemiş bir yanardağ taşımak böyle bir şey. Her an patlayabileceğini biliyorsun ama sönüp gitsin isterken patlamasını bekliyorsun. Balkan dillerinden birinde unutmak ve bağışlamak aynı kelimeyle ifade ediliyormuş. Unuttum diyen aynı zamanda bağışladım demiş oluyor. Ben onu unutamamıştım, peki bağışlamış mıydım? Unutamadığıma göre; demek ki hayır!

Naku
Boşadır elinde olmayanı kaybetmeme çaban. Değişmiyor işte bazı şeyler. Kimi durumlar inceldiği yerden kopmuyor. Severken söyleyememek gibi... Özlerken arayamamak gibi... Yıkılmak üzere olan bir köprü gibi... Ne üzerinden geçebiliyorsun ne üzerinde durabiliyorsun. Her an yıkılacak korkusuyla yaşıyorsun, adına yaşamak denirse tabii. Bazen hayat bize istediğimizi seçebilme imkânı sunar. Ama keşke ne istediğimizi seçebilme şansı da sunsaydı.

-

İnsanoğlu böyleydi işte. Olmadığı gibi olduğunu düşünüp kendini yüceltirken, aslında ne olmadığını çok iyi bilirdi. Ve insanlar asla ne olmadıklarını söyleyemezlerdi birbirlerine. İnsanlar arasında sessizce varılan hüzünlü bir anlaşmaydı bu. Herkes memnundu halinden. Tatlı yalanlarda kaybolmak, acı gerçeklerde kendini bulmaktan daha çekiciydi.

kendine bile açmak istemediğin şeyler. duygusal olmak istemiyorsun ama içinde oluşan boşluk seni yutuyor, kelimelerle açıklayamadığınız bir şey bu. yorgun musun devam mı etmek istemiyorsun kararsız kaldığın kısım. her şey rahatsızlık veriyor, herkesten soğuyorsun. sadece dökmek istedim,teşekkürler.

Haklısın.

-

Ender Topçuoğlu
Her insan mutlu olamaz... Çünkü gereğinden fazla özler dünü, hak ettiğinden fazla düşünür yarını ve hiç hak etmediği kadar bilinçsizce yaşar bugünü. Her insan mutlu olamaz çünkü gereğinden fazla özler hayatından çıkanları. Hak ettiğinden daha büyük umutla bekler hayatına girecekleri ve asla göremez yanı başındakileri’ der. Bunu derken de tam da yaşadığım durumu anlatır aslında. Çok özlüyorum seni. Kendimi silercesine özlüyorum. Senden binlerce defa özür diliyorum. Sana hak etmediğin acıları çektirdiğim için kendimi affetmeyeceğim.

-

Ender Topçuoğlu
Artık onunla yüzleşmem gerektiğini biliyordum. Bilmediğim, hangi yüzüyle yüzleşmem gerektiğiydi. Bana gösterdiği mi, benden sakladığı mı?
Her şey için çok geç kalınmıştı. Ben yelkenlerimi sonuna kadar açsam ne çıkardı, onda o rüzgâr esmedikten sonra?... Onsuzluğuma değil de mutsuzluğuma alıştım sonra. Uzun bir ayrılığa çıktım içimde, dur duraksız...
Ona “Değerlendirmiyorsun diye içindeki nehri bataklığa çevirmene gerek yok. Sana değilse bile bir gün bir başkasına lazım olabilir. Dostça söylüyorum bunu. Üzüleceksen de üzül. Umurumda değil. Dost kötü üzer. Ama sen de haklısın. İhanetin bahanesi yoktur! O kadar çok yol eskittin ki tabii ki başka yollar ararsın. O kadar çok insan bitirdin ki tabii ki yeniden başlayacak başka birilerini bulacaksın. Ben bu acıyı kalbime bile yakıştıramazken sen, hayatımın tam ortasına bıraktın. Canın sağ olsun. Belki de hata bende. Sana yarama merhem ol deyip, sür demeyi unuttum sanırım. Sen sen ol bir daha kimsenin imtihanı olma,” dedim giderken. Gidişimi izledi öylece...
“Karanlığa doğru gidiyorsun, kaybolacaksın,” dedi. “Yıldızları görünür kılan karanlıktır,” dedim.
“Belki bir gün başkası görür, senin göremediğin o ışığı!”

View more

📸

TolgaAk’s Profile PhotoBaronnn
Aşkın bir gün mutlaka kırılacağını tahmin ettiğim bir dala tutunmak olduğunu, ya o dalın benden ya da benim o daldan vazgeçebileceğimi bildiğim halde sana tutunmaya devam ettim. Sen hiçbir şeyin farkında değildin hâlâ. Hep yakınlarında oldum. Uzaklara gitmeni göze alamazdım. Yüzü güzel ruhu çirkin adamlar sevmene, güven vermeyen omuzlarda huzur arayarak uyumana gönlüm razı olamazdı. Sana fark ettirmeden seni korumaya çalıştım hep. Bilmeden verdiğin derdi bile dizinin dibinde çekmek istedim. Zamandan bir çizgi çektim kalbime yalandan bir mutluluk için. Yanımdayken gurbetimdin. Olsun dedim, hasretin böyle de güzel çekilir.

Next

Language: English