❤️ Likes
show all
Latest answers from Ender Topçuoğlu
•🦋•
İşte hayat böyle konuşturuyor insanı bazen. Başlıyorsun ama sonunu getiremiyorsun. Her şey o bildik ayrılığa çıkıyor çünkü. Böyle zamanlarda basiretin bağlanır, dilin kurur, kalbin donar. Başladığın cümleni kendin bitiremezsen, noktayı başkası koyar.
Acım mı?
Geçmedi…
Alıştım sadece...
Acım mı?
Geçmedi…
Alıştım sadece...
+ 1 💬 message
read all
🦋🖤
O, noktasız bir yalandı ömrümde. Bense son noktası unutulmuş bir cümleydim. Ne bitebiliyor ne devam edebiliyordum. Gözleri ‘Sev beni’ dedi ama sözleri izin vermedi. Hunharca, ‘Ayrılıyoruz’ dedi ve uzaklaştı yanımdan. Öylece bakakaldım ardından. Geleceğim gidiyordu. Buldukça kaybettiğim, bekledikçe gelmeyenim olacaktı artık... Onu kendime ikna edemeyecektim. O uzaklaşarak gidiyordu, ben çakılıp kalarak... Durduğun yerde gidiyorsan terk ediliyorsundur. Terk ediliyordum...
-
Yavaş yavaş delirecek kadar kalabalık, fark edilmeyecek kadar yalnızdım. Ölüme sığınacak kadar bitmiştim. Büyük yalnızlığımın yalın beyanıydım. Yoksa kaderin cilvesiyle yan yana gelen iki yanlış mıydık biz?
Ey sevgili! Kelimenin tam anlamıyla âşıktım sana. O kelimenin başka bir anlamı yoktu zaten. Senden sonra hayatıma kimler giremedi bir bilsen! İşte sevdanın sırtımdaki kamburu da bu yüzden... Şimdi çok yalnızım; çünkü sen varsın.
Ey sevgili! Kelimenin tam anlamıyla âşıktım sana. O kelimenin başka bir anlamı yoktu zaten. Senden sonra hayatıma kimler giremedi bir bilsen! İşte sevdanın sırtımdaki kamburu da bu yüzden... Şimdi çok yalnızım; çünkü sen varsın.
-
Bu soru biriktirdiğim unutulanlarımı yeniden sorgulamama sebep olmuştu. En çabuk unutulanlar, her zaman unutulması en kolay olanlardı. Ama hiçbir zaman onlardan başlamazdı insan unutmaya. Çünkü onlar baş belası değildi. En zor olandan, en acı olandan başlamak isterdi insan unutmaya. Yani en hızlı kaçtığından... Zordur o anıları silmek hafızadan. Hızlı kaçtığın hızlı kovalar seni.
Önce zoru kolaya dönüştürmek gerekirdi rahat unutabilmek için... Zaman isterdi bu. Sabır isterdi... Bir de kötü bir geçmiş...
Önce zoru kolaya dönüştürmek gerekirdi rahat unutabilmek için... Zaman isterdi bu. Sabır isterdi... Bir de kötü bir geçmiş...
25 yaş ve üzeri dayılar kullanmasın şu uygulamayı ya dayılar yazıp yazıp duruyo gidin başka yerde bulun karı kız burayı mahfetmeyin be
Sensin lan dayı bok
-
Çare olmuyor yaraya zaman eklemek. Kendi yaram bana düşman. Aşkın kör bıçağıyla açılan... Aynalara bakıp bakıp kendi canlı yayınımı yapıyorum gözlerime. Gözlerim yanıyor. Gözyaşımın tuzu bile çare olmuyor. Failinin ilk değdiği yerde duruyor. Gelse, terinden bana biraz tuz bassa... İşte böyle! Zamanın kapatamadığını umudumla kapatmaya çalışıyorum. Bir tarafımın öbür tarafıma yabancılaşması oluyordu yaram. Yılmaz Odabaşı’nın dediği gibi
“Bir yara bir ömrü nasıl kanatır...”
“Bir yara bir ömrü nasıl kanatır...”
💞
Aşk, hayallere tutunurken gerçeklerden düşmekmiş. Aşk, insanın kendisini başkasıyla yakmasıymış. Aşk, kederden gülüş beklemekmiş. Aşk, insanın karşısındakini sevmesinden çok, onun vereceği acıları sevebilme cesaretiymiş... Hepsine yeterdi yüreğim. Hepsine vardı cesaretim. El olup gitmeseydin...
Hiç gelmeyen gider mi bilmiyorum ama bazı şeylerin yokluğu, varlığından daha fazla hissettirir kendini. Tıpkı sen gibi, tıpkı sızın gibi... Sızı nedir bilir misin? Sızı, acı ve ağrının küçük kızıdır. Acının ve ağrının sessizcesidir. Ruhumuzun fark etmediğimiz bir yerinde açılan kâğıt kesiğidir. Sızı can yakmaz, canın yandığı için sızın olur. Sızı acımaz, yanar.
Aşk da kapısı örtük bir sızıdır. İçim sızınla yanıyor, anlıyor musun? Elimde olsa gitme diye gölgene bile sarılmak isterdim. Ama çok yalnızım. Aynaya bakarken bile yalnızım. Sen hiç dokunulmayı bile özleyecek kadar yalnız kaldın mı? Bir sese, bir söze hasret yaşadın mı? Sen giderken olduğum yerde çakılıp kaldım. Oysa biliyordum yürümeyi, peşinden gitmeyi... Terk edilmek olduğu yere çakıyormuş adamı, o an anladım.
Hiç gelmeyen gider mi bilmiyorum ama bazı şeylerin yokluğu, varlığından daha fazla hissettirir kendini. Tıpkı sen gibi, tıpkı sızın gibi... Sızı nedir bilir misin? Sızı, acı ve ağrının küçük kızıdır. Acının ve ağrının sessizcesidir. Ruhumuzun fark etmediğimiz bir yerinde açılan kâğıt kesiğidir. Sızı can yakmaz, canın yandığı için sızın olur. Sızı acımaz, yanar.
Aşk da kapısı örtük bir sızıdır. İçim sızınla yanıyor, anlıyor musun? Elimde olsa gitme diye gölgene bile sarılmak isterdim. Ama çok yalnızım. Aynaya bakarken bile yalnızım. Sen hiç dokunulmayı bile özleyecek kadar yalnız kaldın mı? Bir sese, bir söze hasret yaşadın mı? Sen giderken olduğum yerde çakılıp kaldım. Oysa biliyordum yürümeyi, peşinden gitmeyi... Terk edilmek olduğu yere çakıyormuş adamı, o an anladım.
💫
Sensizken o kadar boş ki içim. Ne zaman adını ansam yankı yapıyor. Böyle yaşanmaz diyorum. Ama böyle de yaşanıyor. Azala azala, tükene tükene, öle öle... Belki de senin için vakti gelince unutacağın bir şarkıydım. Kim bilir kimlerin adını silmek için beni bu şarkıya yazdın?
Selam
Selam
Nerelisin
Çorum