@korelmis

Tevhit Erdem

Ask @korelmis

Sort by:

LatestTop

Previous

Ali imran 85te ki hüsrana uğrama direkt cehenneme mi gitmek? Öyleyse islamdan başka dine inananlar cennete gidemiyor mu

Bu ayet, inandıktan sonra İslam'ı terk eden o günkü bazı gruplarla ilgilidir. Bir sonraki ayete bakın lütfen.

Kim bir insanı öldürdüyse tüm insanlığı öldürmüştür gibidir dendiğinde kastedilen şey nedir? Bu ha bir insan öldürmüşsün ha 1 milyon insana çıkar mı?

Meseleye öldürenin değil de öldürülenin "göz"üyle bakmaya çalışırsak; 2 ve 3'ten daha küçük olan "1" sayısıyla mevzuyu ifade etmenin muallel bir değerlendirme olacağını görebiliriz.
Her can, emsalsizdir! Bir cana paha biçebilir misin? İki can verip, bir can alabilir misin?

ve doğru yola O eriştirir." - Allah hiçbir insanı iki kalpli yaratmadığını beyan ettiğine göre, George Lippert adlı kişinin 2 kalpli olduğu bildirilmektedir. O zaman bu ayeti nasıl anlamak gerekir?

Bu kadar derinlemesine araştırmaya ne gerek var? Kuran'da insana işitme ve görme kabiliyeti verildiği de söyleniyor ama bir sürü sağır ve kör insan var.
Bahsedilen ayette, normal yaradılış üzerinden yapılan bir mecaz söz konusu...

Related users

O zaman muhattap biz degilsek, neden sorumluyuz?

"Doğrudan" muhatabı değiliz, dedim. Sorumlu değiliz, demedim. Şirki mi yoksa tevhidi mi, sadece dünyayı mı yoksa hem dünyayı hem de ahireti mi, kötülüğü mü yoksa iyiliği mi tercih edeceğiz? Gücümüz ölçüsünde bu tercihlerimizinden sorumluyuz.
"...Her kim ki Allah'a ve ahiret gününe iman eder de güzel iş yaparsa; onların Rableri katında ödülleri vardır..." (Bakara/62)

Dogrudab muhattabi olmadigimiz nerede geciyor,muhatap kim o zaman

Kuran'da geçiyor (12/2; 39/28; 41/44; 42/7; 43/3).

Din yalniz Allahin oluncaya kadar savasmak nedir?

İlgili kısmın öncesindeki ve sonrasındaki ayetleri birlikte okuduğumuzda (ve Kuran'ın bütününü dikkate aldığımızda) şunu rahatlıkla görebiliriz: Müslümanlar, "evliya" denen putlara hürmet etmeyip, yalnızca Allah'tan dilemek, yalnızca O'na dua etmek istiyorlardı. Müşrikler ise, bu inancı baskı/zorbalık yoluyla ortadan kaldırmaya, Müslüman olduğunu açıklayanları zorla dinlerinden döndürmeye çalışıyorlardı. İşte söz konusu ifadede, Allah'tan başkasının ilah edinilmediği bu dini yaşatmak için, baskıyı/zorbalığı ortadan kaldırmak adına savaşılması (açılan savaşa karşılık verilmesi) isteniyor.

Incil dedigimiz sey isadan sonra yasayanlarin yazdigi birtakim kitaplarsa Allah neden Kuranda Incilden kutsal bir kitap gibi bahsediyor?

Bu kitaplar, İsa'nın insanlara ilettiği mesajı (İncil = müjde = evanjelium = ivanjil) konu edinmişlerdir.

Baba-Oğul-Kutsal ruh diye bilinen olayın incille bir alakası yok mu yani?

Markos, Matta ve Luka İncillerine göre; İsa, Tanrı'nın kulu ve peygamberidir; Tanrı'ya dua eder ve insanlara Tanrı'dan aldığı mesajları iletir.

Peki incilde geçen Rab Isa kavrami nedir?HzIsa boyle bir mesaj vermis olabilir mi?

Bu kelime (Yunanca "κύριος (kyrios)") İncillerde, İsa'nın dışında da pek çok kimse için "efendi, bey" anlamında kullanılmıştır. Örneğin; Matta İncili, 18/25 ve Luka İncili, 16/3.

Bu attiginiz linkte incilin degismediginden bahsediyor siz ise tahrif edildi demistiniz

İncil dediğimiz şey nedir? İsa'dan sonra yaşayan birtakım insanların, İsa'nın hayatı ve yaptığı konuşmalar hakkında yazdığı kitaplar... Bu kitaplar yazıldıktan sonra "bozulmadan" elimize ulaşmış olabilir. Ama İsa'nın Tanrı'dan alıp insanlara ilettiği mesajlar bu kitaplara geçerken acaba ne kadar korunabildi? Bence Markos, Matta ve Luka İncilleri (yani Sinoptik İnciller) İsa'nın "mesajını" doğru bir biçimde (veya çok az bir kayıpla) bizlere aktarmışlardır. Esas sorun diğerlerine benzemeyen Yuhanna İncili'dir. Bu İncil'in, İsa'nın insanlara ilettiği mesaja aykırı olduğunu ve yazarının, İsa'nın görüşlerinden çok, zamanla uydurulmuş hurafeleri yazıya geçirdiğini düşünüyorum.

Bugun de elçiye inanan insanları ortadan kaldirmak isteyenler var ama helak olmuyorlar?Bu helak olayını kafama oturtabilirsem harika olacak

Elçilere inanmayan kavimler helak olur, hüsrana uğrar. Bu, Allah'ın yeryüzü kuruldu kurulalı geçerli olan ve kıyamete kadar ve kıyamette de geçerli olacak kanunudur; sünnetullahtır!
Doğal afetler (depremler, seller, fırtınalar ve özellikle de gök taşı çarpmaları) tarih boyunca olagelmiştir. Öyle anlaşılıyor ki; Allah böyle olayları elçilerine önceden haber vermiştir. Sonuç olarak, elçilere iman edenler, güvenenler, böyle afetlerden kurtulabilmişken; onları inkar edenler, onlarla mücadele içerisine girenler helak olmuştur.
Helak olan kavimlerin izleri, elçilere güvenilmesi gerektiğini gösteren ibret verici vesikalar olarak önümüzde durmaktadır.
Elçilerin uyarılarına kulak verip sakınanlar, kıyamet gününde de hüsrana uğramaktan Allah'ın izniyle kurtulacaklardır.

https://eksisozluk.com/entry/70822229 https://eksisozluk.com/entry/70823009 sozlukte yazarsiniz sanirim su iki bilgi hakkinda fikrim olmadigi icin size sormak istedim

Hindistan, Arabistan, Habeşistan, Mısır, Filistin, Suriye, Irak, İran ve Anadolu toprakları arasında işlek ticari yollar vardı. Bunları birbirlerine uzak bölgeler olarak ifade etmek doğru olmaz. Bizans ve Sasani mücadelesi Arabistan'da da yakından takip ediliyordu. 613-619 yılları arasında Sasaniler Şam'ı, Kudüs'ü ve Mısır'ı işgal etmişlerdir. Bizans'ın karşı saldırısı ise 622 yılında (yani 3 yıl sonra) başlamış ve 628 yılında (yani 9 yıl sonra) kesin bir zaferle sonuçlanmıştır. Kuran'da geçen ilgili kelime de (bid') 3-9 arasındaki sayılara karşılık gelir.

Insanda r uh olmadigi sonucuna nasil vardiniz?

"Ruh"a atfedilen her şeyin, beynin fonksiyonu olduğunu anladım. Kuran'da ruh kelimesinin nasıl kullanılmış olduğuna baktım ve Kuran'da, beden-ruh ayrımının olmadığını gördüm. Kuran'da dünya hayatı ve ahiret hayatı dışında başka bir hayattan da bahsedilmez. İnsan, yoktan var edilmiştir ve tekrar yok edilip diriltilecektir. Cahiliye Dönemi'nde Araplar, ölünce ruhlarının bir çeşit kuşa dönüşüp yaşamaya devam ettiğine inanıyorlardı. Bu nedenle ölülerinden bir kısmını ilahlaştırmışlar ve onları Allah'la aralarında aracı/şefaatçi edinmişlerdi.

Ey iman edenler! Peygamberle özel görüşme yapmak istediğiniz zaman, bu görüşmenizden önce bir sadaka verin. Sizin için en iyi ve en nezih davranış budur. 1)Ayetinin bugune faydasi nedir?Nasil bir evrenselligi vardir 2)Neden peygamberle gorusmek icin sadaka vermek gerekli?

Her ayetin evrensel olması gerekmez. Kuran, o günkü Araplara Arapça olarak inmiş bir kitaptır. Bizim için önemli olan içindeki tevhide, ahiret inancına, güzel ahlaka vb. hususlara dair ilkelerdir.
İlgili ayetlerde, peygamber ile özel görüşme talebinin istismar edilmesi ve peygamberin yerli yersiz rahatsız edilmesi üzerine, önce, peygamberi gereksiz yere meşgul edenlerle gerçekten müşkülatı olanları ayırabilmek için, peygamberle görüşmek isteyenlerin bir sadaka vermesi gerektiği ifade ediliyor. Daha sonra, bu iki grup birbirinden bu sayede ayrılınca ve kimin ne yapmak istediği açıkça görülünce, yani niyetler ortaya çıkınca; sadaka emri de gerekli olmaktan çıkmış oluyor/çıkarılıyor.
Bu ayetlerden benim anladığım şey şu: Mühim yerlerdeki kişilerin vakti olur olmaz sebeplerle çalınmamalıdır.

Bakara 106 Kuranda nesh oldugunu mu gosterir?

İlgili ayetin bağlamına ve Kuran'ın bütününe dikkat edilirse, bu vb. ayetlerin, Kuran'ın kendi içerisindeki değil, Kuran ile eski ilahi kitaplar arasındaki farklılıkları konu edindiğini görebilir (Mesela; Bakara/144 ve Enam/145-146). Kuran'daki bazı ayetlerin, başka bazı ayetlerin hükmünü ortadan kaldırdığı düşüncesi; kişiyi ister istemez Kuran ayetleri arasında bir çelişki olduğu sonucuna götürecektir. Oysa Allah, “Hala Kuran’ı iyice düşünmüyorlar mı? Şayet Allah’tan başkasının katından olsaydı, mutlaka onda birçok çelişki bulacaklardı.” (4/82) buyurmaktadır.

Inanmak degil bilmek istiyorum!

Baba dediğiniz kişinin öz babanız olduğunu biliyor musunuz, yoksa buna inanıyor musunuz?

Örneğin Peygamberimiz zamanında yaşayan birisi olsaydık belki de inkar eden kişilerden olacaktık kendimizce inandığımız şeyi savunduğumuzu zannederek.Peki o günlerde yapılan bu kadar kötülük sırf iktidar hırsı uğruna mı yapıldı?İnsanların içlerindeki potansiyel çok garip...

Bugün, geleneği mi savunuyorsun, yoksa Allah'ın çağrısını (Kuran'ı) mı önemsiyorsun?
Bugün, seninle aynı fikirde olmayan insanlara baskı, zorbalık, zulüm yapıyor musun?
Bugün ne isen, dün de o olacaktın!..

Namazda kıble şartı Kuranda var mıdır?Var ise boyle bir sartin amaci nedir?

Kıble şartı Kuran'da vardır (Bakara/144, 150). Tarih boyunca insanlar belli yönlere yönelerek ibadet etmişlerdir; kimi doğuya, kimi kuzeye, kimi güneye, kimi Güneş'e... Bunların sembolik önemi vardır. Bizler de Kabe'ye, yani tevhid inancına sahip olanların ilk mescidine (dua ve ibadet için yapılan ilk toplanma mekanına), şirke karşı verdiği tevhid mücadelesi ile hatırlanan İbrahim Peygamber'in temellerinde alın teri olan hatırasına yöneliyoruz.

sizce ramazan ayının herhangi bir 29/30 gün değil de belirli bir zamanda seçilmiş olmasının (hilalin başlangıcıyla) bir hikmeti var mıdır? yani neden hilalle beraber başlar oruç

Çünkü o günkü Araplar ay hesabını hilale göre yapıyorlardı.

Allah katında hayvanların durumu nedir?

Kuran'a göre, yeryüzünde debelenen ve kanatlarıyla uçan her canlı tıpkı bizim gibi birer ümmettir (Enam/38).

Sina dağındayken neden Musa peygamberden ayaklarindakilerin cikarilmasi emredilmiştir?

"Tanrı, "Fazla yaklaşma" dedi, "Çarıklarını çıkar. Çünkü bastığın yer kutsal topraktır." (Eski Ahit, Mısır'dan Çıkış, 3/5).
Eski Mısır'da insanların çoğu yalın ayak geziyordu. Ayakkabının sembolik bir önemi vardı: zenginlik! (Kaynak: Lacovara P. The World of Ancient Egypt: A Daily Life Encyclopedia. ABC-CLIO, 2016)
Klasik Arapçada da, zengin kişi için "ayakkabılı (mun'al)", yoksul kişi içinse "yalın ayak (hâfî)" dendiği bilinmektedir (Müfredat).
Allah'ın Musa Peygamber'den ayakkabılarını çıkarmasını istemesini bu kapsamda değerlendirmek gerekir, inancındayım. En doğrusunu Allah bilir.

Sizce insanın var olma sebebi nedir?Allah neden böyle canlılar yaratmıştır?İmtihan içinse hiçbir şey olmasaydi zaten imtihan da olmazdı.

Allah'ın var olduğunu anlayabiliriz; ama onun yaptığı işler hakkında yorum yapamayız. Çünkü empati yapamayız, kendimizi onun yerine koyup da düşünemeyiz. Biz insanız, o ise Tanrı...

Kalem suresi 13. ayetteki "zenîmin" piç anlamına mı geliyor? http://www.enfal.de/telmalili/kalem.htm

Bir insanın gerçek manada "piç" olması, onun elinde olan bir şey değildir. Kuran'a göre hiç kimse elinde olmayan bir sebepten ötürü suçlanamaz (2/286). Nitekim, bir ayette, "Eğer onların babalarını bilmiyorsanız; onlar sizin dinde kardeşlerinizdir ve dostlarınızdır!" (Ahzab/5) denilmektedir. Dolayısıyla, Kuran'ın insanlara "piç" diyerek onlara hakaret ettiği iddiasının, Kuran bütünlüğü açısından bir karşılığı yoktur.
Bazı kelimeler vardır ki; zaman içerisinde kök anlamlarından farklı manalar kazanmıştır. Kuran'da, muhatapların bildiği, kullandığı, anlayabileceği kelimeler kullanılmıştır. Zenim kelimesinin kök anlamı "soysuz" olmakla birlikte (ki bu kök/kelime Kuran'da sadece bir yerde geçer); sözlüklere baktığımızda, bu kelimenin şu manaları anlatmak için de kullanıldığını görmekteyiz: kötü ahlaklı, ahlaksız, kötü tanınmış, adi, alçak, değersiz, kötü, sıradan, aşağılık, bayağı, namert, rezil, hain, kötü niyetli.
Ben yazmakta olduğum mealde, bu kelimeye, mevcut anlam yelpazesini dikkate alarak, "saygısız" manasını verdim.

View more

Next

Language: English