Yaşamımız diyorum , zaten bulanık bir su gibi , niçin onu daha da bulandırmak ? Biliyorum kaçınılır gibi değil artık ... Bir yol göründü bana da , bir süre bu yolun üstünde yürüyeceğim ...
"...En çok sesini aradım. Gözlerinse asılı bıraktığın yerdeydiler hâlâ. Gözlerini sildi zaman... Dedim ya ... Eylül'dü Savruluşu bundandı kimsesizliğimizin." 🍃
Sana şöyle söylemek istiyorum: Gelme.Bir gün gerçekten ihtiyacım olduğunda ve senden hemen gelmeni istediğimde, hemen geleceğin umudu kalsın bende, ama şimdi gelmesen daha iyi. çünkü yine gitmek zorunda kalacaksın. 🌃🌑
Size de öyle gelmiyor mu; bunalmıyor musunuz hadiselerin tıklım tıklım arsızlığından? Şimdi zamanın nefesi daralıyor üzerimize serpilen kasvetten; soluk almakta zorlanıyor gibi insaniyetimiz..
Her ne kadar aşkın ele avuca sığmaz bir şey, insanı durup dururken hasta eden bir illet olduğu söylense de onun kendine göre nedenleri ve kanunları vardır. Bu kanunlar henüz layıkıyla incelenememiştir. Çünkü aşka düşen bir insanın kendi ruhunda filizlenen bu duyguyu, gözlerini bağlayan büyüyü, bir bilgin gözüyle izlemeye vakti yoktur. Kalbinin ne zaman ve nasıl hızla çarpmaya başladığını, nasıl birdenbire kendini feda edebilecek kadar güçlü bir bağla bağlandığını, nasıl kendini unutup sevgisiyle bir olduğunu, zekasının nasıl uyuştuğunu ya da alabildiğine inceldiğini, iradesinin, düşüncesinin nasıl esir olduğunu, dizlerinin nasıl titrediğini, ateşinin nasıl yükselip gözlerinin nasıl yaşla dolduğunu göremez...
Hayatla başa çıkacağımı, insanlara dayanabileceğimi ummazdım bugüne kadar, utanç duyardım bundan ötürü ama sen bir şey öğrettin bana şimdi..Dayanılmayacak gibi olan, hayat değilmiş meğer...
Ve şimdi yazmaya karar vermişsem, bunun tek nedeni, kendimi gölgeme tanıtmak isteğidir. Duvardan doğru eğilmiş, yazdıklarımı oburca yutmak, yok etmek isteyen gölgeme. İşte onun için denemek istiyorum: Birbirimizi ola ki daha iyi tanırız. Uzun zamandır başkalarıyla bütün bağlarımı koparmışım, kendimi daha iyi tanımak istiyorum.Ne boş düşünce!!..
❣ Kırılgan bir köprüden sana doğru yürüyorum. Sana ulaşamazsam, sesim ve kelimelerim sana değmezse ve sen bana bir daha dokunmazsan, işte o zaman, korkarım sonsuz ve sensiz bir boşluğa yapayalnız düşeceğim.Beni tut, beni her şeye rağmen tut. 💕
"Bir hayal, gerçeğin kıyısından geçtiğinde, iki göz bir mahremde buluştuğunda, iki el birbirini bulduğunda, iki kalp birbirine dokunduğunda, bu dünyada bitmemiş ümitler adına bir çiçek açar ve umutsuzluk bir adım geri atar, bu coşkun yüreğin zaferidir ve insanın karanlıkta atabileceği yegâne adımdır. Hala içim sızlıyordu. Her şeyi acıyla öğrendiyseniz mutluluktan da içiniz sızlar.”
“..hiç kıpırdaman küçücük bir odada kalmak, onunla birlikte tavana bakmak istedim yalnızca ama yaşam buna bile izin vermiyor ve şimdi en olmak istemediğim yerdeyim.”
Üşüyorsun, çünkü yalnızsın, içinde gömülü duran ateşi hiçbir insan yakınlığı alevlendiremiyor. Hastasın, çünkü duyguların en güzeli, insanoğluna bahşedilen en tatlı, en yüce duygu senden uzak duruyor. Aptalsın, çünkü o kadar acı çekerken mutluluğu yanına çağırmaktan kaçıyorsun, onun seni beklediği yere doğru bir tek adım atmaya bile yanaşmıyorsun.
Sonra yavaş yavaş, günler birbirini kovaladı. Kıştan sonra bahar, bir yazın arkasından da bir sonbahar geçince, hepsi azar azar, parça parça akıp gitti. Geçti gitti, uzaklaştı. Bitti demek istiyorum.