@VirgulugriV

Virgül

Ask @VirgulugriV

Sort by:

LatestTop

Previous

''Tartışma açmak için değil, tartışmalardan nefret ederim.'' bir ortak yön daha. ^^ Hiç kavgacı veya çatışmacı büyümedim. Evimizde bizim yüksek ses bile yoktur. Ama dışarısı çok gürültülü. Bu da benim bilgim dahilinde beni ya inzivaya çekiyor ya da gözü karartıp sert bir çatışmaya.

Kaçış ve savaş dürtüsü.
Ben de tartışmaların, yüksek seslerin içinde büyümedim diyeceğim ama aile arasında konuşurken bile sesimiz fark etmeden gür çıkıyor bizim. Flfjdsfklsjfıesmf Bir de karşıt görüşler filan oldu mu biraz çatışırız ancak bunun gündelik hayatımızda, aile olgumuzda etki etmemesi gerektiğini, ben bu yaşımda yeni yeni anlıyorum. Öncesinde buna ayrı öfkelenirdim. Hiçbir şey olmamış gibi devam ediliyor diye fakat sündürüp işi yokuşa sürüklemektense bu daha birleştirici bir şeymiş. Yıpratıyor mu, bazen evet lakin bizim de yapımız bu.
Dışarı karşı da mükemmel görünme arzumdan ötürü, genelde ortadan bir konuşma sergiliyorum. Bir duruşum olmasının daha doğru olacağını, bu kadar korkmamam gerektiğini de yine bu yaşlarımda yavaş yavaş kavrar oldum.

Bilemiyorum. Belki de sadece niyette kalırım kim bilir?! Amacımda hep bir fayda sağlamak var esasında.

Toplum için düşününce insanın kendisine de bir üretkenlik geliyor diye düşünüyorum. Gözlemliyor, sorunu saptıyor ve ona göre çözüm arayışına giriyor insan.
Liked by: Crystal

Ve şiire gelince... Hakikaten çok güzeldi! Bir tanyeli, ferahlatıcı rüzgar esintisi gibi... Keşke bu şiir yazdığın sıra odanda seni gören kuş, belki masa lamban ya da aynan olsaydım yahu ^^ Ölçün güzel, bunu bir level üst seviyeye taşımalısın. Ve hep saçları okşayan, sabah rüzgarı şiirleri yazmalısn

Gururum okşandı. Teveccühün. Teşekkür ediyorum.
Liked by: Crystal

People you may like

ardabars’s Profile Photo Sai ..
also likes
Want to make more friends? Try this: Tell us what you like and find people with the same interests. Try this: + add more interests + add your interests

İznin olursa bunu yazı defterime, mahlasın, tarihinle birlikte not edebilir miyim?

Mahlası ne olur ne olmaz, Virgül diye yazarsan elbette. Çünkü şimdilik bir mahlas arayışı içindeyim.
Liked by: Crystal

Baki ben

Yani tanışmıyoruz diyeceğim ama bir aydır ulaşamıyorum diyorsun. Yem attın da oltaladın mı yoksa evvelinde konuşmuş muyduk inan benim hatırımda kalmamış bu isme dair bir şey.

felsefe ile alakadar olur musun? öyleyse senin filozofun kimdir? veya hangi felsefe ile ilgilenirsin daha çok?

Çok istiyorum olmayı da işte benim aklım o tarafa çok çalışmıyor. Ben daha çok, nasıl desem, felsefeyi bir malzeme olarak kullanabilirim sanıyorum. Direkt kendiyle uğraşmak gözümde büyüyor. Yine de değişik fikirler duymak hoşuma gidiyor, orası ayrı.

Yo hayır, hiç böylesi bir pişmanlık yükleme kalbine. Zira herkesin zamanı kendine. Herkesin bir anı vardır. Benim şevkimi artıran şey başarı ve minikken büyüdğümde ''Ben de bilim adamı, bilge, bir mucid olacağım!'' şavkı idi. Bu tılsımı hala koruyorum aslında kalbimde ama...

Rabbim nasip etsin. Hiçbir şey için geç değil. ^^
Liked by: Crystal

Yazdım

Zincir gönderilere verilen yanıtlardan söz etmiyorum. Twitter'dan söz ediyorum. Buradaki zincir gönderileri göremediğimi daha evvel de söylemiştim.

Twitter’dan yazamıyorum çünkü takip etmiyorsun ulaşamıyorum sana 1 aydan fazladır

Gönderilerime cevap ver kim olduğunu göreyim, belki ben yazarım. Bunu da mı ben öğreteceğim?

Cidden kalp kalbe karşıymış! Ben de aynen Cemil Meriç'in bu sözünü te ilk seferki konuşma zincirinde yazacaktım ama... Şu gıcık kelime kısıtı (kaşlarını çatarak baktı.) ^^ buna mani oldu. Sen zikretmiş oldu. Kesinlikle! İkisinin de mekanı cennet olsun. Teoman hoca çok kıymetliydi ben hep takipedrdm

Vakit ayırıp felsefe söyleşilerini dinlemek notlar almak niyetindeyim.
Liked by: Crystal

Aksi halde Allah korusun, çalıntıya gidebiliyor. Ve bunu okullar büyük büyük insanlar bile yapabiliyor maalesef. Ola ki şiir etkinliği olursa daha resmii yerlere evet göndermende fayda olabilir. Zira her ne kadar olsa da böylesi platformlar yine de eksik olabiliyor ya da şiirden anlamayan olabiliyr

Uyarıların için teşekkür ederim. Dikkat edeceğim.

Ah anladım. Olsun eğer içindne geçiyorsa bunu belirgin kılmanda belki bir güzellik doğabilir? Ama şu da var ki (naçizane öneride bulunmak isterim zira benim birkaç kez başıma geldi normal yaşantımda da.) yazılarına bir mühür, damga, imza, mahlas ekle veya onu resmii kılacak unsura sığın lütfen.

Evet. Mahlas arayışındayım. Virgül'ü kullanmaya devam edemem çünkü şiirlerim romanıma kıyasla daha kırılgan ir tarafımdan çıkıyorlar. Ahfa da kulağa artık o kadar beni yansıtan bir şey gibi gelmemeye başladı.

Lavinya o zaman bir sanat müzesinde? Harika. Oraya birkaç heykel, çini, büst vb gibi unsurlar da ekleyebilirsin eğer sahneyi bozmayacaksa.

Kültür merkezindeki bir gezide, evet. Çok ayrıntısına girmesem de betimlemelerin aralarına serpiştirdim.

Emeğine sağlık! Ve güzel bir alıntı okudum teşekkürler! ^^ Lakin editöre gittğinde belki bir düzeltme alabilir. Zira ben tez yazarken ya da bilimsel bir yazı, danışmanım ırk, milliyet, etnik kelimeleri kullanmamalısın demişti. Halbuki ben bir kültür unsuru anlatıyordum ama... :/

Ben ırksız, yersiz yurtsuz karakter yazanları gördükçe canım sıkılmaya başladı. Fabrikadan çıkmış gibi kimsenin kültürel bir kökeni olmayışını gördükçe de karşıt bir şeyler ortaya dökmek istedim.

ve bunu kocaman gülümsemeyle okudum ^^ Kesinlikle evine dair Kraliçe olmanı bir hanım. Katılıyorum. ve haklı da bir gerekçe. Lakin bir şartla, yönetim benim elimde olmalı! :D hahaha hakkı var kadının, kesinlikle destekliyorum. ^^

İşte kralını bulmak için de ince eleyip sıkı dokumak, sabırla beklemek lüzum ediyor ki bazen bu bekleyiş çok yoruyor.

Sadelik bir tutkudur! ^^ Kesinlikle! Minimalizm ve türevleri hatta ona dair birçok şey beni de efsunluyor. Her ne kadar tarihi yeni olsa da bu, güzelliğini ve etkisini güçlü kılmaktan geri durdurmuyor. Birçok şeyde minimalizmi ben de severim.

Aslında tarihinin yeni olup olmadığından çok emin değilim. Çünkü İskandinav ya da Japon kültüründe olduğunu düşünüyorum. Ha değil mi ki onların da Rokoko ile yarışabilecek dönemleri ya da kraliyetleri vesaire olmadı, vardır. Eh bakıyorsun Muhammed'i anlatırlarken sadelikten yanaydı diyor. Bugün evlerde lüzumsuz, kullanılmayan o kadar şey var ki...
İş göz doldurmaya geldi mi severim de eşyaya hizmet fikri beni itiyor, arada kalıyorum.
Liked by: Crystal

zanaatkar olabilir? Bilmem böyle bir hipotez kurdum zihnimde ama... Bilemedim.

Netleşmek zorunda da değil. İşin eğlencesi süreç, anlam arayışında biraz da. Ben bir gün sırf canım sıkıldığı için bir taşı oysam, pek bir şeye benzemese, üç gün sonra biri görüp ondan anlam çıkararak hayatında bir değişikliğe gitse...
İşte bu da kaos teoremine kanıt oluyor. Bence tabii.
Sayfalardır yazdığım kurgu mesela. Yazarken öyle bir an geliyor ki yazdığım her şeyin bir varış noktasının olduğunu o ana kadar göremeyişimin önünden bir perde kalkıyor, sanki biri zihnimdeki bir şeye dokunuyor, o elektrik akımı böyle kendi kendime oluşan açık seçik bağlama şaşırmama sebep oluyor. "Allah'ım," diyorum. "Bunu bu zamana kadar yazdıran sendin, bilmeden geldim, şimdi bana ulaşılacak yeri de sen verdin." O kadar acayip ki ben yazmamışım gibi oluveriyor.
Liked by: Crystal

Bir de (benim fikirlerim bunlar.) sanat olma olasılığı şundan olabilir. Herkeste olan bir şey değil. Herkesin özeline dair bir para karşılığı alınan bir şey değil. Bir üretim vb durum değil. Bu da onu zanaat değil sanat yapıyor olabilir. Eğer salt para yönünden bakarsak bugün bir ressam da o zaman

Evet. Sanata gözlemci değil sanatçı gözünden baktığımda anlatılmak istenene odaklansam da bazı şeyler gözlerimize hoş geldiği için de sevilebilir.
Pratikle bu iş pekâlâ zanaate dökülebilir lakin haklılık payın yüksek bu konuda.
Liked by: Crystal

Baskılı dönemlerinde daha da güzel şiirler yazmışlar. Velhasıl kelam burada da öyle olabilir. Hem din unsuru olması hem de bir içtenlik, kendi nefsini yok sayma, azizlik, kutsallık olduğu için zanaat olmuyor olabilir. O da bir sanat kapsamında inceleniyor oalbilir.

Modern, hele dijital sanatta matematik bilmeden olmuyor zaten. Küçümseyesim geliyor ama düşününce bilgisayarların yardımıyla ve matematiğin azametiyle ortaya çok daha sade ve görkemli, daha fazla anlam barındıran şeyler de çıkabiliyor. Biraz da kişinin bakış açısıyla ilgili.

Bir dönem vardı, (4. Murad mıydı yoksa başka siyasi bir çalkantı mı emin değilim.) zamanın yöneticisi/padişahı/sultanı vs. şairlere şart koşmuş. Aruz ölçüsüne salt bir kalıp vermiş ve ''Böyle yazacaksınız şiirlerinizi!'' diye ferman buyurmuş hatta. İlginçtir ki şairler serbest dönemlerine nazaran

Kesin bir takıntıdan doğdu bu ferman bu arada. Hissediyorum. Gjsdhksdhgılsdhfes
Liked by: Crystal

Aslında evet! Haklısın! Kalp kalbe şöyle karşıymış ki... Ben de vakti zamanında dersini alırken; ''Acaba zanaat olmuyor mu böylelikle yahu?!'' diye düşündüğümde, lise zamanımda rahmetli hocamın Türk edebiyatında Havas edebiyatını işlerken ki bir dönem konusu hatırıma geldi. Orada da öyle...

Mevzuya matematik katınca ne işine yarayacak diyorsun ama lazım demek ki. Edebiyatın matematiklisinden de razıyız hojam.
Liked by: Crystal

helezonumsu, belki ebru(?)sanatına benzeyen hipnotik etki midir acep? Ama buna bir ayrıca bakmayı düşündüm şimdi.

Yapay olarak üretilmesinin yanı sıra doğada bulunan bu örüntüleri de anlamaya yaradığını düşünüyorum. Ve bence mimaride de kullanılması ayrı bir karakter katacaktır. Şimdi böyle konuşunca... Benim fantastik kitabımdaki Pisa Kulesi çakması şu saraya kesin fraktal ögeler eklemem gerek.

Fraktal sanata dair açıkçası net net bir bilgim yok lakin Frontal duruş adı verilen, heykel ve resim sanatındaki (Bilhassa da Antik Mısır'daki hiyeroglif anlatıya dair bir terminolojinin olduğunu biliyorum ama...) bahsettiğin sanat acaba Julia kümesi ve Mandelbrot kümelerinden türeyen

Fraktal dediğimiz aslında sanattan ziyade bir yaratılış biçimi. Ben de söyledim mi emin değilim, Sinan Canan'ın kitabı Kimsenin Bilemeyeceği Şeyler kitabından öğrendim.
Matematikle de alakası var. Kesirli sayılarla ilgili olduğunu biliyorum, matematikle çok alakam olmasa da örnek vereyim. Buz kristalleri, şimşek çakması, suya boya damlaması, küflenmeler, örümcek ağları, ağaçların dalları, deniz altındaki mercan ve kaya oluşumları, çatlayan camlar, mermer yüzeyler, sığırcık kuşlarının dansları gibi şeyler...
Yapay olarak Pisagor ağacı ya da Koch'un kar tanesini örnek göstermiş. Ben geometriye bu öğrendiklerimden sonra daha bir farklı bakar oldum.
A! Baktım şimdi. Evet! Bundan söz ediyordum.

Next

Language: English