Bana verdiği aşkın sınırsızlık keyfiyeti beni neredeyse seçilmişliğime inandıracak olmuşken. Nasıl olup da şimdi, çölüm müsün suyum musun diye sorduruyordu? Bir boğulma muhakkaktı. Ve bu boğuluş incir ağacına sırtımı dayadığımda getirdiği bir fincan kahvenin sadeliği değildi. Ah benim hükmüm! Ah üzerimden bulutlar geçiren sevda! Depremden kuş, tufandan balık olanlar kurtuluyor. Ama ağır kış, kuşların kanadını, balıkların da denizini donduruyor. Böyle boğuşuyordum.
⏳
Onlar batıydı, biz doğuyduk. İkilik vardı aramızda. Oysa dünya haritası batıdan bakılarak çizilince doğunun şekli bozuluyordu. Ve dünya, kendisinden iki harita çıkabilecek kadar büyük gibi durmuyordu, iki hükümdara yetmiyordu.
Elde edilen hikmeti sözler, balın peteğine taşınan çiçek özleri gibidirler; yüzlerce olsalar da süzüle süzüle ikiye inerler bunlar, çekillen cefa ve yapılan iyiliğin unutulmamasıdır.
Bilirsin,bir kız iyi bir ere düştüğü zaman daha da güzelleşir,gözleri yaldır yaldır parlar,gül gibi olur.Ama kötü birine giderse solar gider,çöp kimi kalır.
×
Bir teşekkür umarken umarsamazlıkla karşılaşır,bazen düşmanlık bile görürsünüz.
İnsanlar sonu gelmez çekişmeler,kavgalar yüzünden ne kadar geri kaldıklarını,entellektüel gelişme bakımından ne kadar zararlı çıktıklarını anlayabilecekler mi?
Arada yanıtlarını görüyorum. Sıkı bir Hadise'nin destekçisisin iyi bir insansın Hadise'nin de kendine özgü bir tarzı var, saygı duyuyorum mutlu ol inşallah 🙏