içimdeki yalnızlık Sabahın nankör güneşi kamaştırıyordu gözümü.. Gaflete bürünmüş kin içindeydi… Herkese.. Yalnızlar yalnızların derdinden anlarlar. Gözlerimin ela rengi mavi çalarken gökyüzünde, içimdeki yalnızlığın haykırışları kaybolurdu İstanbul’un sokaklarında ve Kız Kulesi selamlardı beni masumiyetin ötesindeki ruhani duygularla ve ben gökyüzündeki gecenin karanlığında yıldızları saya saya ilerlerdim taşlı yollarda… Yine tekrar ederdi yalnızlık. Kalabalığın içinde beni bulup bulutlara hapsetmiş yalnızlık.. Yalnızlık, içine düştüğün yangının ta kendisiyken, yakıcı bir ses doldurur zihnini, susarsın… Çoğalan seslerle kendini duyamazken, kalabalığa dönüşür içindeki adama bakarsın.. Ve çoğaldıkça çoğalır karmaşan.. Tek kalır içindeki insan.. Hesapsız geçen günleri kalmaz olur, artık bulanık bir sudur derya olur yüreğine zincir vurur tasan… Uçarsın bulutlara yağmur yağarken dökülen yaşların aşkıyla kavrulur kalbin… En anlamlı söz tekrar eder içinden yeminlerin, en büyük intikamın sıra sıra, dize dize kalabalıkları affetmek olmuştur.. En güzel cevabınsa coşkun insanlığa gülüp geçmektir.. Öyle yaparsın zaten.. Çünkü gülüp geçmek hayatındır ve en anlamlı sözündür ve yeminindir ve en büyük intikamındır ve affındır… İnandığın her şeyi kaybetmişken ve gözlerin yorulmuşken karanlığın büyüsünden susarsın.. Sustukça susar.. Ağladıkça ağlarsın.. Derinlerde yer bulur nefesin, bir karış toprağa dönüşür bedenin.. Yalnızlığınsa ölümündür artık ya da mezarın… çünkü bazı insanlar 8 de ölür 80 inde gömülürler…
çok güzelsin güzelsin çok şirinsin&özelsin aslında yok demek haksızlık sana ama... belki aradığın ben değilimdir benziyorum ama hiç değilimdir sırf bu yüzden, bu yüzden birşey söyleyemem bu gece
evt yaklaşık 3 kez dün bugün annem izin vermedi ve gözlerim çokk kötüü :( ordakiler nası dayanıyor bilmiyorum ama özgürlük için her şeyi yapıyorlar takdire layıklar :)