Aşkı tanımlayamam. Gönül işlerinden de pek anlamam.
Çok sevmek cezalandırılırmış gibi gelir bana. Gündelik telaş ve koşuşturmaların içinde, önemsemediğimiz asıl bir mücadele var bence bu gezegende. Pek çok dengeler var. İki kişinin birbirlerini bu savaşları yok sayacak kadar sevmesi ve karşılıklı dengelenmesi biraz riskli, zor ve belki bencilce.. Ama kesin olan bir şey var ki o da Aşk yüksek Enerjili insanların işi.
ERTELEMEK ve yavaşkanlılık! :/
Sanki sonsuz bir hayatım varmış gibi yaşıyorum, zaman algım sorunlu :(
Unutmak için ertelediklerimi, saçma sapan uğraşlar bulmayı da ihmal etmiyorum, oyalanmak ve avunmak için :)
Geçen gün bir sohbet sırasında şu çıktı mesela: Bizim gibi bir toplumda "sabırlı ve saygılı" olursan, bilmem insanlar da sana karşı sabırlı ve saygılı mı olur?
bir de şu var: soru eki mi ve bağlaç olan -ki'nin ayrı yazılacağını bilmiyorlar mı? :)
"Güzellik" başka bir şey. Ama son seyrettiklerimden beni en etkileyen (ve evet güzel müzikleri de olan) CLOUD ATLAS (BULUT ATLASI) idi. imdb'de biri "Tüm zamanların en hafife alınmış filmi" diye bir yorum yapmış. LIFE OF PI (Pi'nin Hayatı) da senaryosu ve görsel unsurları ile kayda değerdi mesela.
Umarım :)
Aslında ben Yorumlar, Görüşler, Öneriler, Muhabbetler ile genişleyen bir karalama defteri oluşturmak isterdim ama bir kaç başlık haricinde bu mümkün olmadı maalesef.
Okunma olarak değil "tıklanma" olarak ise en çok 2011-2012'de... Radikal internet sitesinde nadiren yaptığım yorumlar haricinde aktif olarak herhangi bir internet ortamında olmamama rağmen, günde ortalama 150 ziyaretçi alıyordu. Sonra kahrolası Google yasakları ve Radikal'in üff olması ile benim blog da yalan oldu.
Tabii ki mümkün. Zaten kaşını sevdim, gözünü sevdim dersen kaş da göz de zamanla gözünde çirkinleşebilir. Uzun süre birbirini görmeden süren ve sevgiye uzanan bir iletişim disiplin ister. Ama kurallara da bağlayamazsın. Sevginin bir çarpım tablosu oluşturulamaz, oluşturulabilseydi bu kadar tekinsiz olmazdı zaten.
Sadece belirli bir mesafenin korunmasından yanayım ben. Ne mesafesiz biriyim ne de kibirliyim. Bi şarkı sözü vardı, Sertab Erener'in ilk kasedindeydi sanırım (evet, o zamanlar "kaset" vardı :) "Ya uzak herkes birbirine ya ilişkiler vıcık vıcık!" diye...
İlişkilerimde ikisini de yaşamak istemem.
Nerede yaşamak istediğimi bilmiyorum ama imkanım olsa Türkiye'den gitmeyi çok istediğimi biliyorum.
Merhaba. Blogumdaki bazı yazılarda Twitter'dan farklı alıntılara da yer veriyorum, hepsi katıldığım/savunduğum şeyler olmayabilir. Ama bu "Antiemperyalizm" konusu evet; içi boş, putperest dualar gibi dön dön aynı ifadeyi söyleyerek birşeyler değişse idi, şu an çok farklı bir ülke olurduk herhalde. Boş tekrarlaşmış ve içi boşalmış her ibare/tepki için benzer şeyler söylenebilir. Yani "Putlaşan fikrin kendine dahi hayrı olmaz".