Milyon kere ölmüşüm ben inanıp bekleyerek. Odanın birinde tavandaki çatlaklara bakarak, telefon bekleyerek, bir mektup, bir kapı çalışı, bir ses, bir nefes.
harikulade bacakları vardı ve zekiydi ama hiçbir şey umurunda değildi, benim bütün öfkem ve mizahım ve deliliğim fazla eğlendirmiyordu onu: bana ait bir kaba güldürüde onun için oynayan hüzünlü bir kuklaydım sanki.