@VirgulugriV

Virgül

Ask @VirgulugriV

Sort by:

LatestTop

Previous

Şiirlerin ekran görüntüsünü aldım, aralarında bilmediklerim var. "Şiir okuyasım geldi." dediğim ilk an onları okuyacağım. ❤️

Keyifli okumalar dilerim. Tesadüf eseri karşıma çıkanlar diyebilirim.

Bu arada, başlattığınızda işaret verirseniz eğer ben de devam edeyim. Siz cevap vermeyince uyudunuz sanıp çok az izledim.

Devam edin lütfen. Açıyorum şimdi.

Eğer paylaşmak isterseniz kitaplara aldığınız notlardan paylaşabilirsiniz, bana çok sanatsal geliyor.

Ben biraz kavga eder gibi alıyorum o notları. Kitapla, karakterlerle konuşuyorum. Ancak şöyle bir bakayım. Bu işe başladığım ilk kitap, Şizofren. Yeni yeni başladığım için her yanı notlarla dolu olan da o ama ne hikmetse bulamadım. Hâlâ Şstanbul'dan gelecek diye beklediğim kütüphanemde kalmış galiba. Şu anda okuduğuma da pek bir şey yazmamışım çünkü uyuz ola ola okuyorum. Aldığım not:
Gizem kitaplarında bir şey saklamak istersen başa saklamalısın. Sara'nın ailesiyle ilgili olabilir.
Böyle bir not almışım. Gjhfdhfskhfsjf

People you may like

ardabars’s Profile Photo Sai ..
also likes
KimimBen1907’s Profile Photo Cengizhan
also likes
Want to make more friends? Try this: Tell us what you like and find people with the same interests. Try this: + add more interests + add your interests

Film izlemekten hoşlanır mısınız? Daha önce sordum mu emin değilim, bu aralar bir tık aklı havada yaşıyorum. İzlemek istediğim bir anime filmi vardı, eşlik etmek ister misiniz uykunuz yoksa.

Elbette. İsmini söyleyin, derhal açıyorum. Ben de dizi izleyemez olunca çat çat biten filmlere sarmıştım bu aralar.

Türkülerin olması beni ayrıca mutlu etti, söylemek isterim. 🌸

Evet. Fasça ve Kürkçe parçalar da ekledim ama türküler de var çünkü hikaye Los Santos'ta geçse de bir sürü bizim topraklardan göçüp gitmiş karakter var, olmazsa olmazlardı.

+ 2 💬 messages

read all

:) Gülümsedim, ağaçlara yazık gerçekten de. Ama harika bir fırsatı bana sundukları bir gerçek; kenarlarına not almak ve çizim yapmak çok hoşuma gidiyor. Hatta bir tane şiir kitabını kurgu defteri gibi kullanıyorum...

Son zamanlarda ben de kitaplarımı yaralamayı, üzerlerinde iz bırakıp bir sürü şeyler yazmayı alışkanlık hâline getirdim. Evvelinde azıcık kırışsa deli olurdum, sonra elime kuzenimin zaten yıpratmış olduğu kitaplar geçti, dedim kitap benim değil mi? N'için dilediğimi yapmayayım? Bir kere o lezzeti tadınca da bırakamaz oldum.

Kimse şiir atmadı henüz, bunu tüm kalbimle diliyorum ama hiç sanmıyorum şiir paylaşılacağını. 😔

Ben bu aralar Instagram üzerinden keşfeder oldum çoğunu. Küçük bir liste bırakacağım sizin için.
Nazım Hikmet - Gidelim Buralardan
Ayla Aydemir - Burası Dünya
Yunus Emre - Sular Hep Aktı Geçti
Özgür Günsay - Eşhedü
Dilaver Cebeci - Sitare
Sezai Karakoç - Mona Roza
Şükrü Erbaş - Kum İle Su
Pablo Neruda - Benimle Yeniden Tanış
Nurullah Genç - Beni Yıkışına
Nurullah Genç - Siyah Gözlerine Beni de Götür
@sessizmektuplar
@minimalist.muallime
(Instagram hesapları bunlar ve çok güzel yazıyorlar hanımefendiler.)

Ama olmadı galiba 😅 Biraz bakındım... Böyle bir liste beklemiyordum ahsjxmxmx Her telden var

Polisiye, aksiyon, dram, umut, sanrılar, Buse'nin yüreğine oturan bin bir türde acılar, başka karakterlerin ruhaniyetleri... Hepsi bir arada. Gjldsjffjfahıf

Gerçekten bir şiir okumak bir roman okumak gibi hissettiriyor.

Hikâyeli şiirler, epik şiirler, dehşet uzun ama okudukça akıp giden şiirler, iki satırlık dizeler...
Yalnız, mesela, o iki satır için koca bir sayfa ayrılması beni öfkelendiren bir şey. Usul bu, biliyorum fakat madem kısacık kafiyeliler, insan küçük boy bastırır kitabı diyorum. Ağaçlara yazık...

Ben sanırım size soracağım diye herkese soru attım. O soru size geldi mi onu da bilmiyorum.

Geldi. Ancak evet topluluğa da sormuşsunuz. Ehehehehe
Belki yeni şiirler keşfedersiniz böylece.

Kırlangıçlar Göç Ettiğinde adlı romanınız için spotify listesi yapıp yapmadığınıza baktım, biraz bu evrene hazırlık yapıyorum kendimce. Eğer varsa bir kitabı okumadan önce hep playlistini dinlerim. 👀

Var elbette ancak baştan uyarayım, inanılmaz derecede kültür karmaşası içeren bir liste. İsmi aynı. Bir sürü de şarkı var ve her geçen gün yenisi ekleniyor. Yazarken dinliyorum. Kitabı bitirince düzenlerim dedim. Her bölüme birer şarkı atarım, ona göre okuyucu da dinler. 😅

+ Acilen kardelen emojisi gelmeli.

Katılıyorum. Bir çiçek emojisine koşacak olunca da kiraz çiçeğine kaçıyorum.

+ Bazen bazı cümlelerin zihnime kazınmasını çok seviyorum, içimden sürekli tekrar ediyorum ve bunun dehşetine şaşırıyorum. :" Paylaşmak isterseniz eğer sizin şiirlerinizden birini de okumak isterim, ben ekran görüntüsü alırım ve hemen silersiniz. +

Bir tane bırakıyorum şuraya. Son yazdıklarımdan biri. Kalsın, pek gören eden yok zaten.
Yoruldum ama sakinim şimdi
Çok sakinim
Uzanmışım boylu boyunca,
Bir derin nefes makber katınca
Katılır mı anılar kazanan son olunca
Sakinim merak etme, öfke de neye yarar onca yaşanmışlıktan sonra
Kafiyeyi bırak şimdi uzan yanıma
Şiirin sırası mı ölüyorum burada
Toprağım bol olsun ama hele bir gel yamacıma
Kefene lüzum yok tenim yeter o beyazlığa
Karamsar değilim biraz özledim yalnızca
Bakma gözümdeki yaşlara bunlar saadetten kanımca
Başımda Azrail misin azizim uzatma in yatağıma
Sonra gömersin elin değsin önce yanağıma
Ağlama iki gözüm anılarım hâlâ aklında
Aklını sıkı tut seninki kolay kaçıyor uzağa
Ve unutma ben olacağım hep orada
-Virgül
11.01.2023

Şiir daha kırılgan dediniz ve sanki beni kaşbimden vurdunuz... Şiirleri çok seviyorum diyip oturup ağlayasım geldi, umarım abartmıyorumdur. Çok şiir okuyan bir insan da değilimdir halbuki ama bir şiir bile bazen bir roman gibi olabiliyor. Kocaman bir evren, çeşit çeşit duygular. +

Az sözle çok şey anlatma sanatı, aynı zamanda ahenk isteyen bir şey. Şimdilerde müziğin devri hüküm sürüyor ve saygı duymadığımdan değil ancak bazı şarkıların sözlerini şiir gibi okuyasım geldiği de oluyor. Sanki şiir olarak kalsaymış daha bir etki edecekmiş gibi...

Şiir defteri tutar mısınız?

Hayır ancak bu aralar notlarını aldığım şiirler çoğalmaya başladı. Sanırım tutmaya başlayacağım.

Bazı şeyler doğuştan sanırım şiir okudukça şiir yazma hevesi geliyor bana da. Sizle aynı endişedeyim, kalemim buna müsait mi sorusu aklımı fazlaca meşgul ediyor. Büyümenin kötü yanlarından birisi de bu. Küçükken birkaç şiir yazmıştım ve o zamanlar böyle bir endişe henüz bende yer edinmemişti.

Doğru an ve doğru kelimeler gelince akıp gitmesine izin veriyor insan ama söz konusu paylaşmak olunca, on senedir romanlarım için sergilediğim cesareti sergileyemiyorum. Çünkü şiir daha kırılgan bir şey ve sanki eleştiriye müsait değilmişim gibi bir hisle doluyorum.

O gün geldiğinde ben bir şarkı seçeyim, siz de bir şarkı seçin. Doğayı düşleyelim. :)

İnşallah. 🥰
O gün geldiğinde ben bir şarkı seçeyim siz de bir şarkı seçin Doğayı düşleyelim

Link için çok teşekkür ederim, şiiri çok beğendim, bazı kalemler bana yakın hissettiriyor. :")

Ben kendim de yazmaya çalışıyorum ama hem bu yanımla yeni yeni barışıyorum hem de Instagram üzerinde paylaştıklarımı filan kaldırdım. Kalemim bunun için müsait mi değil mi orasını bilemem lakin çalınacak korkusu, öte yandan yeni yetmelik gibi şeyler beni ürküttü. Kendime en yakın hissettiğim şair ise tanıştıklarım arasında birden fazla şiirini okumak istediğim ve pişman olmadığım, bu zamana dek sadece Furuğ Ferruhzad olmuştur.

Aurora'yla ilişkinize bayıldım, belirli bir dönemde belirli bir müzisyeni dinlemek çok hoşuma gidiyor benim. Bir gün, müsait bir vakitte ve siz de isterseniz Aurora dinleyelim birlikte. Şarkılarla anılar köşesi gibi. ❤️

Elbette. Ben pek öyle fanatiklik edebilen bir isim değilim ama yaşamımda önemli yer edinen birkaç sanatçı olmuştur, Aurora da onların arasına katılmış oldu. Kişilik tiplerimiz de benzer olduğu için, anlattığı çoğu şeyi içtenlikle destekleyebiliyorum ki bu da inanılmaz hoşuma gidiyor.
O gün geldiğinde, şarkıyı siz seçin.

Öncelikle şarkıdan, tablodan ve şiirden çok memnun oldum, gerçekten. Gizem Asi kimdir acaba?

İnternette rastladığım bir şair kendisi. Birebir takip ettiğim de söylenemez ama kendi kitabım için, içinde "Kırlangıçlar Göç Ettiğinde" geçen şiir arıyordum. Tırnak içinde yazınca Google biraz daha üzerine eğiliyor. Kitabımın ismi geçen bir şiir buldum. Edebiyat Defteri diye bir forumda şiirlerini paylaşan birinin şiirine rastladım ama sanırım ismi Gizem Asi değilmiş. Şimdi fark ettim. Mahlası sanırım Liya Hivda. Emin değilim. Linki buraya bırakacağım.
https://www.edebiyatdefteri.com/siir/1471271/lavinia.html

Bir de resim rica edeyim hazır siz sorumu resimle yanıtlamışken, biraz fırsatçı oldum galiba. 😔

Öyle demeyin. Memnun olurum. Bir tablo, bir de şarkı bırakacağım öyleyse şuraya.
Bir müzik:
Azam Ali - Abode
Tablo:
Frédéric-Pierre Tschaggeny - Papağan ile Genç Kadın
Bir de resim rica edeyim hazır siz sorumu resimle yanıtlamışken biraz fırsatçı

Bir şiir rica edebilir miyim ben de acaba? Şiir gördüm dayanamadım.

Tabii.
Kalbimin münzevi tesellisinde
Yüzüme yansıyan ay ışığı gecede
Aşk resitali çalıyor piyanonun akordundan
gel sevdiğim çok yol almam belki de
gölgemin yaprakları düşüyor nemli toprağa.
Düşün ki ben fırtına kuşuyum okyanusların.
Helbest’le, Nisan ezgileriyle çağır beni
ağırla beni kalbin limanında
ayrıntısız olan bir aşkın hikâyesini anlat
mesela beni, seni, bizi
varsa bizden bir biz anlat
denizin, göğün var oluş maviliğini anlat..
Bak
rüzgar giyinmiş yalnızlığımı yine
şuramda, tam göğsümün ortasında
bağıran seni…
lacivert geceye sürdüğüm ağrıları
ceplerime doldurduğum yalnızlıkların
kederiyle sevişen bir aşkın tutanağıyım
bir üşümenin takviminden koptu
ağlayışımın damlaları
solumun üzerine çöreklenmiş
sensizliğin kesiği ömrüm
şu yıkıntı güne veda olsun özleyişim
Ben Lavinia
güz sevdalar büyüttüğüm kentin mültecisiyim
bir tutam gülüşün
esir bir sevdayla
varlığının penceresine göçüyorum
kapama perdelerini
Şimdilerde alabora bir memleketim
kırmızıya boyanmış sayfaların arasına sokulduğum bir kitabın
en münferit yerinde açıklıyorum
bizden habersiz zamana
hayatın rengini rehin almış
tütün sarılığına yazılan...
Dur daha büyümedim yarına
Beni kendine büyüt mis kokan çiçek bahçelerinde
Gel kalbimin payitahtında otur sevdiğim
Aşkın yokluğu asılmasın ruhuma
sabırsız bir kayboluşun resmini çiziyor
kimliğime saklı yalnızlığım
kanayan tarih sayılacak belki de çocuklara
cümlelerin notu sayfalardan alınıp
acıtasyon rotasına yükümlüydü geçmişim
karanlığın yırtılması aşktan vazgeçilmişliğim
Bilirsin
Ustasıyım acıların
kırlangıçlar göç ettiğinde
geride kalan güzle
her düştüğüm kaldırım taşına
Mart enkazı basıyor avuçlarım
Hiç bir adrese ait olmayan bir ben kalıyorum.
Gel sevdiğim
Tut yüreğimden üşüyorum
Gizem Asi - Lavinia

View more

+ Diyelim ki ben bir şey sordum, sizin cevabınız bu soruya göre şekillenecek ama belki de bambaşka bir yanıt verebilecektiniz? Bunun -ikimiz adına da- önüne geçmek isterim. Köyler ve özellikle köyünüz hakkında ne düşünüyorsunuz/hissediyorsunuz?

Başka köylere pek gitmediğim için, kendi köyüm adına konuşacağım. Biraz terk edilmiş diyebilirim. Nüfusu yaşlı, kırk-kırk beş haneden ibaret. Ben babam hep emeklilik hayalleri kurduğunda, mesleğinin güçlüğünden ötürü onu cesaretlendirip destek vereceğimi söylemiştim ancak köydeki tarlamızı görene dek korkunç bir korkuyla da boğuşmak zorunda kaldım.
Şehirde doğup büyümüş biri olarak, yazları en fazla bir hafta misafir olur, İstanbul'a dönerdik. Sanıyorum 2016 yılında köye ev yaptık, 2019 yılında da tarlamızla tanışmış oldum. 2020, pandeminin de patlak vermesiyle oraya kaçtığımız ve soğan ektiğimiz ilk yıl oldu.
Aurora gibi bir sanatçıyla da o aralar tam anlamıyla tanışıp, bana doğa sevgisini aşılamasına izin verdim. Onun şarkılarıyla büyüttüğüm, aileme destek olduğum bitkiler oldu. Toprakla gönülden bağlanmayı seviyorum.
Hatta size ufak bir öykümü de anlatayım. Babamla beraber ikimiz gittiğimiz bir seferde -yılları birbirine karıştırıyorum ve bazen bir ay gidip bir ay İstanbul'a dönüp tekrar köye gittiğimiz seferler olduğu için, sanki hepsi bir seferde olmuş gibi hatırlayabiliyorum- ben Beckster Etkisi denen şeye kafayı takmıştım. Bitkilerin aklımı ve frekanslarımı okuyabildiğini düşünüyordum. Çileklerle soğanlar yan yanalardı. Hortumla sulama yaptığım esnada bir soğanın yerlere doğru eğildiğini ve yolu kapattığını gördüm.
"Sen de kardeşlerin gibi ayağa kalk, görmezsek üstüne basarız," diye tatlı tatlı konuştum. Sonra bir de fark etmeden gerçekten o ağır hortumu üzerine denk getirmişim, "Bak gördün mü?" dedim. "Dikil." Birkaç gün sonra gittiğimde çok tatlı bir yılan kıvrılışıyla sözümü dinlediğini gördüm, anlaşıldığımı hissetmek o kadar tatlı hissettirdi ki bugün hâlâ histerik bir şekilde gülebiliyorum hatırlayınca.
Hasılı kelam, köyümüze daha yakın olan, komşu şehrin ilçesine taşındık bu yıl. Ben sözünü ettiğim gibi gidemedim, babam arabayı ağzına kadar doldurmuş, annemle birlikte gittiler ama özledim. Her yıl biraz daha gelişiyor mekanımız. Üstelik, bahar da geldi. Ne güzel olmuştur şimdi oralar, düşleyemiyorum bile.

View more

Yia, gerçekten mi? Kalbim pamuk gibi oldu şu anda yumuşacık. Çok sevinçli hissettim birden. 🥰 Sorumu anlamsız bulabilirsiniz, tam olarak neyi sormak istediğimden emin olamadığım için çok genel bir soru soracağım ama bir tık ayrıntılı cevap istediğimi söyleyebilirim. +

Yia gerçekten mi Kalbim pamuk gibi oldu şu anda yumuşacık Çok sevinçli hissettim

Hangi şair?🕊️

Tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir
Seni, kendinde tekrarlayarak
Çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek
Ben bu ayette seni ah çektim, ah
Ben bu ayette seni
Ağaca ve suya ve ateşe aşıladım
Yaşam belki
Her gün filesiyle bir kadının geçtiği uzun bir caddedir,
Yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur
Yaşam belki
Bir adamın daldan kendini astığı bir urgandır,
Yaşam belki, iki sevişme arası rehavetinde yakılan bir
Sigaradır
Ya da birinin şaşkınca yoldan geçişidir
Şapkasını kaldırarak
Başka bir yoldan geçene anlamsız gülümsemeyle
“Günaydın” diyen birinin…
Yaşam belki de
Benim bakışımın, senin buğulu gözlerinde kendini
Paramparça yıktığı o tıkalı andır
Ve bunda
Benim ay ve karanlığın algısıyla birleştireceğim
Bir duyumsama var.
Yalnızlık boyutlarındaki bir odada
Aşk boyutlarındaki yüreğim
Kendi mutluluğunun sade bahanelerini seyreder,
Saksılardaki çiçeklerin güzelim yok oluşunu
Ve senin bahçemizde diktiğin fidanı
Ve bir pencere boyutlarında öten
Kanarya ötüşlerini…
Ah…
Budur benim payıma düşen
Budur benim payıma düşen
Benim payıma düşen
Bir perde asılmasının benden aldığı gökyüzüdür
Benim payıma düşen, terk edilmiş merdivenden inmektir
Ve ulaşmaktır bir şeylere
Çürüyüşte ve gurbette
Benim payıma düşen, anılar bahçesinde hüzünlü
Gezintidir.
Ve “ellerini seviyorum” diyen sesin hüznünde ölmektir
Ellerimi bahçeye dikiyorum
Yeşereceğim, biliyorum, biliyorum, biliyorum
Ve kırlangıçlar mürekkepli parmaklarımın çukurunda
Yumurtlayacaklar
Küpeler takıyorum kulaklarıma
İkiz iki kızıl kirazdan
Ve tırnaklarımı yıldız taç yaprağıyla süslüyorum
Bir sokak var orada
Bana aşık olan oğlanlar
Hâlâ
Aynı karışık saçları, ince boyunları ve sıska bacaklarıyla
Küçük bir kızın masum gülüşlerini düşünüyorlar;
Bir gece
Rüzgârın alıp götürdüğü.
Bir sokak var yüreğim
Benim çocukluğumun mahallesinden çalmıştır
Zaman çizgisinde bir oylumun yolculuğu
Ve bir oylumla gebe bırakmak zamanın kuru çizgisini
Bilinçli bir imgenin oylumu
Aynanın konukluğundan dönen…
Ve böylecedir
Birisi ölür
Ve birisi kalır…
Hiçbir avcı,
Çukura dökülen hor bir arkta inci avlamayacaktır.
Ben hüzünlü küçük bir periyi biliyorum
Okyanusta yaşıyor
Ve yüreğini tahta bir kavalda
Usul usul çalıyor
Küçük hüzünlü bir peri
Geceleri bir öpücükle ölen
Ve sabahları bir öpücükle yeniden doğacak olan…
Furuğ Ferruhzad - Yeniden Doğuş

View more

Next

Language: English