Benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor. Belki de sıradan ve vasıfsız bir şey gibi görüyor bunu. O da haklı. Neredeyse tanıyan herkes sevmiş onu. Farklı boyutlarda elbet. Ama bir şekilde sevmiş. Zaten onu birazcık tanıyan birinin kayıtsız kalması, sıradan biri gibi davranması mümkün değil. Fakat ben ne yapabilirim? Anlatamıyorum. Anlatamamamın sıkıntısı içimdeki telaşı kat be kat artırıyor... Seni en çok ben seviyorum desem, en başka ben seviyorum ve en başta, herkesten çok, en çok, en... Ne en? İçimden geçenleri bilse koşup boynuma sarılır. Oysa sadece anlatabildiğim kadarını biliyor. Anlatabildiğim kadarını... Anlatabildiğim kadarıyla ne yapılabilir? Birer çay içilebilir belki..
Ben eskimeyen tek güzelliği sende gördüm, sende buldum erişilmez hazları, yanında sıyrıldım korkulardan, yalanlardan... Duyguların en ölmezini sende duydum.
DaIgınım; DaIıp daIıp gidiyorum bu ara, neyi nereye koyduğumu unutuyorum. Dargınım; KırıIa döküIe gidiyorum bu ara. İnsanIar o kadar acımasız ki; Kimi nereye koyduysam buIamıyorum.