Neden acı çektiğimi bilmiyorum, canım yanıyor, barajlarca su bile söndüremezmiş gibi hemde. Başım ağrıyor, kalem alamıyorum elime düşünmeme engel oluyor başımdaki sancı. Bugün benim psikoloğum olsanıza, benim sorunum ne ?
Senin sorunun kendini dinlendirmemek aga, sürekli bir şeyleri kafaya takarak bir şeye varamazsın zihnini açık tutman bir şeylerden artık uzaklaşman gerekecek, insanın düşünceleri bile yoruluyor işte böyle, her şey zor ve ağır geliyor. Ben genelde uyurum öyle zamanlarda, yada uyuyakalacağım şeyler yaparım, anca öyle rahatlar zihnim.
Biz ona kendini kandırmak diyoruz, sevdiklerinin hatalarını ve yalanlarını görmezden gelmek gibi, bu doğru değildir hiç bir zaman, olumlu bir şey getirmeyecektir sana, zamanında tepki göstermezsen, bunu olağan görüp devam eder önemsemez. Dahada kötü bir yere varır yani, gerçekle yüzleşebilmelisin kaç maman gerekir, acıyı ertelemek ne işine yarar ki? Eninde sonunda olacak. Birde olan zamanı boşa harcamak gerekir bence, ne kadar daha yaşarız hiç birimiz bilmiyoruz çünkü. Hayat acısıyla tatlısıyla güzel, hoşuna gitsin yada gitmesin cevap cevaptır. Kabul etmemen sadece senin kendi başına yapacağın bir şey, şizofreni gibi bir bakıma.
Zaten konu bu değil mi? hep biz yapıyoruz doğruyu da, yanlışı da? Cevaplandıramadığımız yada cevap almak isteyip de alamadığımız çok şey yok mu sencede
Evet öyle çok şey var, biz insanlar doyumsuz oluyoruz biraz, he bir de sabırsız. O doğrular ve yanlışlar bizi biz yapıp değerler katıyor zaten, bazen o cevapları buluyoruz bazense kendimiz çözmemiz gerekiyor, bir de şöyle düşün hiç merak yada isteğin kalmasa nasıl yaşayacaksın dünyada? Şimdikilere bulsan, yenileri eklenecektir daima.. Bence önemli olan eşit şekilde yaşayabilmek hem anı, hem anıları, hem hayalleri. Hangisi eksik kalırsa kalsın bir boşluğa itiyor insanı, boş kaldığındaysa için insanlıktan çıkıyorsun işte... Sadece bir kabuk.
Cevaplar o kadar kolay bulunsaydı felsefe denilen şey hiç bir zaman olmazdı, her ne kadar akımdır, fanatikliktir yada bir olgunun peşine kafa yormaktır gibisinden bir yaklaşım olmasada her insanın belli bir seviyede kendini felsefeye itmesi zorunluluk gibi, zamanla o cevapları buldukça hayatını şekillendireceksin. He birde bunu uygulama safhası var, hep yapacağım deriz ama yapmamız cidden zaman alır ya o şekilde. İnsanın en büyük ilacıda düşmanıda zaman sanki. Belkide biz yanlış yaklaşıyoruz zamana buda bir ihtimal.
Öyle ama aslında gecenin gece olduğunu anladığımızdan değil diye düşünüyorum ben, geceleri yalnız kaldığımız için, günah keçisi geceler oluyor derim ben. Eh bu düşünceler baş ağrısı yaratsada düşünebilme kabiliyetimizi aktif olarak kullanmak iyi derim. Tabi içini çürüten derler varsa o ayrı mevzu ama aşk şarabı biraz evrensel bir şey kadeh kadeh tokuşturuyoruz. Zaten ilk yalnız kaldığında düşüncelere başlıyorsan bir şeyler var demektir sende...
Ne yazmış be üstad, nereden geldiyse aklıma çok severim... Eskisi kadar özlemiyorum seni, Ve ağlamıyorum olduk olmadık zamanlarda.. Adının geçtiği cümlelerde, gözlerim dolmuyor.. Yokluğunun takvimini tutmuyorum artık. Biraz yorgunum.. Biraz kırgın.. Biraz da kirletti sensizlik beni! Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim ama “İyiyimler” yamaladım dilime. Tedirginim aslında, seni unutuyor olmak, Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni.. Gel diye beklemiyorum artık, Hatta istemiyorum gelmeni.. Nasıl olduğun konusunda ufacık bir merak yok içimde. Arasıra geliyorsun aklıma, banane diyorum Benim derdim yeter bana banane! Alıştım mı yokluğuna? Vaz mı geçiyorum, varlığından? Tedirginim aslında, Ya başkasını seversem? İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem..! Özdemir Asafhttps://youtu.be/snLE1QNSp8s